Müslüman toplumlarda insanların en çok tartıştıkları konuların başında şirk gelir. Bu sorunun cevabını: M,İslamoğlu hocamız şöyle izah ediyor.
Şirk Allah’a ait bir niteliği Ondan başkasına yakıştırmaktır. Şirk, ortak koşmak anlamına gelir. İslam’da en büyük günahlardan biri şirktir. Her tür günahı Allah tövbesiz de affedebilir, fakat şirk’i tövbesiz affetmez.
Fakat gemiye binip de (tehlike hissettikleri zaman inancı batıldan arındırıp dini yalnız O’na has kılarak başlarlar Allah’a yalvarıp yakarmaya; ne ki kendilerini sağ selim karaya çıkarır çıkarmaz, aynı kimseler başlarlar O’na ortak koşmaya. 29-Ankebut/65.
Şu halde, Allah’la beraber başka bir ilaha yalvarıp yakarma.Bu taktirde azaba uğrayanlardan olursun. 26-Şuara/213.
ALLAH’IN şu müjdesini ilet, Ey hadlerini aşıp kendilerini israf eden kullarım Allah’ın rahmetinden asla umut kesmeyiniz. (39-Zümer/53. )
Kuşkusuz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Zira Allah’a ortak koşan kimseler, Ona iftira ederek korkunç bir günah işlemiş olmaktadırlar.( 4-Nisa/ 48.)
Zira şirk Allah’ın insana olan sevgisine ihanet olarak görülmektedir. Şirk’in zıddı tevhittir. Tevhit Allah’a ait bir niteliğe sadece Allah’a atfetmek, Ona hiçbir şeyi ortak koşmamaktır.
Şirk ile tevhit birbirin zıddıdır. Birinin olduğu yerde diğer yoktur. Allah’tan başkasına ibadet şirktir. Bunun melek, kutsal ruh, peygamber, havari, aziz olması fark etmez.
Kulluğun tek adresi Allah’tır. Allah’tan başkasına ibadet etmek, kişinin kendisine tanrı ataması demektir. Şu açıktır ki, Görevlendirilen, öznedir ve makamı üsttedir. Görevlendirilen nesnedir ve makamı alttadır. Tanrısını kendi atayan kimse, tanrısına patronluk taslıyor demektir. Buna, gerçekte egosuna tapıyor demektir. Bu insanın kendi keyfi arzu ve tutkusunu putlaştırmasıdır.
Unutmayın ki göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah’a aittir. Dahası Allah’tan başkasına ilahi nitelik yakıştırarak yalvarıp yakaran kimseler gerçekten ona uymuş olmuyorlar, sadece kendi zanlarının peşinden gidiyor ve yalnızca sürü güdüsüyle hareket ediyorlar. (10-Yunus/66.)
Bu yüzden her şirk, haddini bilmezliktir. Kendi tanrısını kendisi atayanda, ona ibadet ettiğini sanmak derin bir çelişkidir. Bu çelişki, insan’ın ruhsal bütünlüğünün parçalanmasıyla sonuçlanır. Allah’a ait sıfatları başka birine yakıştırmak şirktir. Allah’tan başka birine kusursuzluk ve mükemmellik atfetmek şirktir. Kusursuz ve mükemmel olan Allah’tır. Buna peygamberler başta, herkes dâhildir.
Kuran, İsa Tanrının oğludur diyenleri, şöyle uyarır.
Doğrusu siz pek dehşet verici bir iddiada bulundunuz. Bundan dolayı neredeyse gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve duman olacaktır. ( 19-Meryem/89-90.)
Şirk insan’ın ruhsal bağımsızlık sürecine vurulmuş bir şeytan prangasıdır. Her şirk Allah’ın insana dair umutlarını boşa çıkarma teşebbüsüdür. Her şirk insanı ya kula kul eder, ya eşyaya kul eder, ya da nefsine kul kölesi olur.
NELER ŞİRK KAPSAMINA GİRER:
Cahiliyye Arap toplumunun din ve ibadet anlayışına, Günümüz Müslüman toplulukların din yerine onların yaptıklarının aynısı olan bugünkü uygulamalarına, türbe, yatırlar, erenleri cinleri burçlar, ruhaniyetler, peygamberler, vd. nesneleri aracılar ve şefaatcılar yaparak onlara sığınmalarına bakmak yeterlidir.
Allah’ın yanında insan üzerinde başkalarına da tasarruf yetkisi tanıyan şefaat inançlarıyla şirk bataklığına dönüştürülmüştür.
( İşlerinizin içinden çıkamadığınız zaman ölülerden yardım isteyiniz.)
Türünden uydurma rivayetlerle, hayatı boyunca lailahe illallah ilkesinin gereklerine muhalefet ederek yaşayan, içinde debelendiği günah bataklığından Tevbe ve istiğfar etmeden ölen fasıklara, facirlere, mücrimlere, zalimlere, tağutlara sırf la ilahe illallah dedi diye kurtuluş için yeşil ışık yakan şefaat ümitleriyle yanlış yollar gösterilmekte ve tevhid, şirk bataklığına dönüştürülmektedir.
Kuran’dan uzaklaşma âlimleri de hurafe tiryakisi yapmış, Kuran’a temelden aykırı nice cürümleri normal görmelerine sebep olmuştur.
Onun için tanrı, yarı tanrı, ermiş, evliya, gavs, kutup, şeyh, Babai dede, hoca, efendi, gibi niteliklerle insanların kutsadıkları ve Allah’ın yanında kendilerine aracı olacağına inandıkları kişileri vasıta yaparak Allah’a ortak koşmaları, hep iyi niyet ve masum amaçlarla olmaktadır.
Tevhid üzerinde titremesi ve onu zedeleyecek şeylerden hem kendilerinin kaçınması, hem insanları kaçındırması gereken ulemanın söylediklerine kurbanı olmaktadırlar. Atalarından miras aldıkları yanlışları gerçek ve doğru bilgilermiş gibi insanlara sunan, onların tevhid inancına aykırı olmadığını söyleyerek batılı süsleyen din adamı, şeyh, hoca ve ilahiyatçı kimlikli insanların oyuna gelmektedirler. Bu saptırmalar ve çığrından çıkarmalar Kitap Ehli tarafından yapıldığı gibi, İslam ümmeti içinde de yapılagelmektedir. Kitap Ehli’nin kitabı saptırma ve dini bazma çabalarını Kuran Allah açık ve sert bir dille eleştirmektedir.
Ey insanlık, işte peygamber size Rabbinizden hakikati getirdi. Artık iman ederseniz sizin için hayırlı olur. ( 4-Nisa/ 170. )
Allah’a ait bir yetkinin Allah dışında bir kişi veya zümre, kurum veya makam tarafından kullanıldığını iddia etmek şirktir.
Mesela Kuran hükmünde Allah’a ortak koşulan soyut, somut, her tür otoriteye şirk koşulan otorite anlamında (tağut) adını verir. Yalnızca Allah, Allah’tır.
Tanrılık onun hakkıdır. Ondan başkasının hakkı ona kul olmaktır. Ondan rol çalmaya yeltenmek, rol çalanı Tanrı yapmaz. Fakat insan olmaktan çıkarır. Zira Tanrılık taslayan her insan’ın başta insan’lığı zarar görür.
Zarar görmeyen tek merci Allah’tır.
Yüceler yücesi olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesindedir, aşkındır. (59-Haşır/23.)
Şirkin bu türüne Allah’a beşeri vasıflar yakıştırmak da dâhildir. Tüm şirkler uzak tanrı tasavvurundan neşet ederler. İnsan Tanrı ya arcısız ulaşamayacağını zannettiğinde, şirkin yolu açılmış olur. Bunun arka planında ise, Tanrı’nın ulaşılmazlığı düşüncesi yer alır. Oysaki Tanrı, insana şahdamarından daha yakındır.
Allah’a yalan yere iftira düzüp koşandan daha zalim kim olabilir. 61-Saf/7.
Eğer Allah a ait nitelikleri başkalarına yakıştırırsan kesinlikle yapıp ettiklerin boşa gider, üstelik büsbütün kaybedenlerden olursun. 39-Zümer/22.
Allah’ın peşi sıra, hahamları ve rahipleri (cemaat liderlerini) tabi ki Meryem oğlu Mesih’i de rabler edindiler. Oysa ki, tek bir ilahtan başkasına asla kulluk etmemekle emr olunmuşlardı; (O ki) O’ndan başka ilah yok; ve O onların putlaştırdıkları her şeyden beri ve yücedir.9-Tevbe/31.
Ayrıca merak edenler şu ayetlere de bakınız. Zümer/3-9- 65. İsra/22-39. Enam/19. Furkan/63-68. Kasas/88. Hicr/94. Müminun/117. Kaf/26. Nisa/48-170. Yunus/66. Meryem/ 89-90. Haşr/23.