Bir buçuk senelik online eğitimin ardından üniversitelerin yeniden yüz yüze eğitime başlayacak olması beraberinde insani, zorunlu ihtiyaçların içinde yer alan barınma konusunda bir çok sorunu gün yüzüne çıkarttı. Müslüman bir ülkede yaşamakta olan ve Müslüman olmakla övünen bazı sözde Müslümanlar yine insanların zor zamanlarından beslenmek için kolları sıvadı. Pandemi dönemi boyunca boş kalan evlerin ve yurtların sahipleri gözlerini fitre, zekat alması caiz olan öğrencinin olmayan gelirine dikti!
Okuyabilmek, geleceklerini inşa etmek için ömürlerinin en güzel yıllarını eğitime adayan gençler, çocuklarının iyi bir gelecek sahibi olması için çabalayan öğrenci velileri ve vicdanı olan herkes yurt ücretleri ve ev kiralarında meydana gelen fahiş fiyat artışları karşısında şaşkın ve çaresiz.
Gençlerin yurt sorununa çözüm bulmak yerine ‘’evi merkezi bir yerden tutmayın, aslında üç beş arkadaş birleşseniz 5 bin liralık bir evde bile oturabilirsiniz’’ gibi akıl almaz çözüm önerileri sunmak ne bize, ne yetkililere yakışmaz.
Şu günlerde öğrenciler bir takım tavsiyeler yerine sorunlarına köklü çözümler bekliyorlar. Kampüslere çadır kurmayı bile ihtimaller arasında değerlendiren öğrenciler yurt ve ev fiyatlarına gelen astronomik zamlardan sonra çadır fiyatlarına da akıl almaz zamlar geleceğinden korkarak çaresizlik içinde bekliyorlar.
Ahırdan bozma, sağlığı riske atacak kadar harabe bir göz odalar bile akıl almaz fiyatlardan kiraya verilmeye çalışılıyorken. Okulların açılmasına kısa süre kalmasına karşın bu durum karşısında kimsenin hiç bir şey yaptığı, ya da yapma gayretinde olduğu yok.
Vakti zamanında gencecik üniversite öğrencilerimizi sırf barınma sorunu yüzünden nasılda fetö denen vatan hainlerine kaptırdığımız aklıma geldiğinde, yurt sorununa en baş el atması gereken merciinin 15 Temmuz’u yaşamış hükümet olduğu gerçeği geliyor aklıma.
Sırf yurt bulamadığı, okutacak gücü olmadığı için çocuklarını cemaat yurtlarına ve evlerine vermek zorunda kalan ailelerin, beyni yıkanarak vatana karşı kullanılan çocuklarını 15 Temmuz sonrası nasılda mahkeme kapısında bekledikleri geliyor aklıma!
Aklıma 650 liralık öğrenci kredisi, bir insanın yaşaması için günde üç öğün yemek yeme ihtiyacı olduğu, pandemi ortamında mesafeye dikkat diye insanlara yapılan uyarılar ve bir oda içinde barınmak zorunda olan üç beş öğrenci, fotokopisi bile dünya kadar para tutan ders kitapları ve daha nicesi geliyor. Nihayetinde en son aklıma gelen sosyal devlet olmanın gerekleri!
Derya ÖZABA
Komşu Köyün Delisi