Din nedir? Din insanların yaşamı sistemize eden düzenleyen bir sistemdir.
İslam dinini tanıtma amacındaki kitapların çoğundaki anlatım tarzı genelde şu şekildedir: Hz. Peygamber’in getirdiği sistem, yepyeni bir dindir. Eskilerin hepsini ortadan kaldırıp, yeni hükümler vaz eden bir inkılâptır.
Hz. Peygamber Cahiliyye‘yi tamamen yok edip yepyeni bir devrim yapmıştır. Esasen böyle bir anlayışın yaygın bir şekilde kullanılmasının sebebini resmi tarih algısıyla ifade edebiliriz. Nasıl ki resmi tarih algısında Cumhuriyet ile birlikte sanki her şey sıfırdan kurulmuş gibi anlatılıyor ve Osmanlı bütün kötülüklerin anasıymış gibi ifade ediliyorsa, aynı mantık İslam Tarihi, yazılırken de uygulanmıştır. İslam’ın güzelliklerini ortaya koyma adına önceki dönem olan Cahiliyye çağı tamamen kötü, vahşi insanların yaşadığı bir dönem, kızların diri diri toprağa gömüldüğü bir süreç olarak aktarılmamalıydı ve maalesef böyle de yapıldı.
İslam, Mekke civarına inen bir din değildir. İslam evrensel bir dindir.
Müslümanların inancına göre İslam Hz. Âdem’den son nebiye değin gelen peygamberlerin dinidir. Bütün peygamberler, Allah’ın tek dini olan İslamı tebliğ etmişlerdir. Ancak getirmiş oldukları bu dini, kendi mensupları tahrif ederek Hıristiyanlık, Yahudilik gibi isimlendirmelerle bozup yaşamaya devam etmişlerdir. İşte bu sebepten Allah, dini yeniden düzeltsin diye tekrar peygamberler göndermiştir. Hz. Peygamber de bu şekilde gönderilen son elçidir. Müslümanlığın inancı bu olmasına rahmen çoğundaki anlatım tarzı, hiç de yukarıdaki paragrafta aktardığımız gibi değildir.
Buna göre Hz. Peygamberin getirdiği sistem, yeni bir dindir ve eskilerin hepsini ortadan kaldırıp yepyeni hükümler vazeden bir dinde değildir.
Bu Kuran özü (İtibariyle) önceki peygamberlere gönderilen vahiylerde de mevcuttur. (Şuara süresi/ 196.)
İslamın bu tür eskiyi kötülemeye yönelik anlatımlara ihtiyacı yoktur. Bir dönemi kötüleyerek İslamı güzel göstermeye çalışmanın hiçbir gereği de yoktur. İslamı arı duru şekilde anlatıldığında bunlara hiç ihtiyaç duymayacak kadar hoş, fıtri insan merkezlidir.
Bu anlamda Hz. Peygamber de bir devrimci değil, ıslahatçıdır. Çünkü Cahiliyye döneminden kalan uygulamaların neredeyse yüzde 90’ını aynen devam ettirmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in Dini uygulamaları olan, Namaz, Cuma namazı, Okuyucularım arasında Cuma Namazı için itiraz edenler çıkabilir. Cuma namazı bu uygulamayı Hz. Peygamberin ‘in büyük dedelerinden Kab b. Lüeyy başlatmıştı. Araplar daha önceleri bu güne Arube diyorlardı. Bu ismi Cuma şeklinde değiştiren de Kab b. Lüeyy idi. Cuma günleri verdiği hutbede yer gök arasındaki farkı düşünmeyi ve ibret almayı, akraba ile ilgilenmeyi, yetimleri ve fakirleri gözetmeyi selamı yaymayı gibi konuları tavsiye ederdi.
Kab b. Lüeyy, Cuma günü gusül abdesti alırdı. Böylece bu günün kutsallaştırılmasına katkıda bulunmuştur. Hz Peygamberde Cuma günü her biriniz namaza geldiğinde yıkansın demiştir. Müslümanlara için de sünnet olarak devam ettirilmesini sağlamıştır. (Cahiliyye’yi Farklı okumak. Mehmet Azimli)
Oruç Hac, Umre, Kıble, Kurban, adak kurbanı, Abdest, Gusül abdesti, Sakal bırakmak, Kadınların başını örtmesi, Çocukların sünnet olması Hırsızın elinin kesilmesi, İnsanı öldürene kısas cezası uygulanması, Zina ve cezası, Nikâh, Haram aylar gibi birçok uygulamalar cahiliyye döneminde de vardı. Ancak bu ibadetlerin özü boşaltılarak Arap kültürünü ilave yapılarak bozdular.
Günümüzde Sakal bırakmak sünnet değil, kadim bir Arap kültürüdür, Kuranda sakal, sünnet olmak geçmez.
Ayrıca cahiliyye ile kastedilen sadece cahillik ve ilimsizlik değildir. Böyle bir anlayış kurandan destek görmez. Bu bağlamda İslam Öncesi Cahiliyye ifadesi de çok uygunda değildir. Çünkü İslam yeni gelen bir din değil, Hz. Âdem’den bu tarafa mevcuttur. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, Geçmişi atalarımızı kötüleyerek bir yere varamayız, çünkü onlar yaşadıkları çağı ayakta tutan bireylerdir.
İslam dini bu tür eskiyi kötülemeye yönelik anlatımlara hiç ihtiyacı yoktur. Bir dönemi kötüleyerek İslamı güzel göstermeye de gerek yoktur. Kaldı ki Hz. Peygamber’in Cahiliyye dönemine ait bazı yapılanmaları erdemlileri övdüğünü de biliyoruz. Cahiliyye döneminde iyi olanlar, İslam sonrası iyiliğe devam etmiştir. Yine Hz. Peygamber’in yeni Müslüman olan bir kişiye hitabı şu şekildedir. Ey Saib Cahiliyye de yaptığın iyiliklere Müslüman olunca da devam et demiştir.
Hz. Peygamberimiz Kuranda Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. (Enam süresi/50.)
Size sadece vahiy ile uyarıyorum. (Enbiya süresi/45.)
Rabbim gerçekten benim toplumum, bu Kuranı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar. (Furkan suresi /30.)
Kaynaklar: Cahiliyye’yi farklı okumak kitabı, Mehmet Azimli.
Allah’a öğretilen din kitabı, Emre Dorman.
Bu konuda Cahiliyye ‘yi farklı okumak Mehmet Azimli nin kitabını okumanızı, tavsiye ederim.