Kapitalizm açlık evrensel ‘der. İslam ise rızık (paylaşmak) evrenseldir der. Adil paylaşımın eşitsizliğini, İnsanların bazısı, diğer insanları ekonomik bilgileri ile sömürmeleridir.
Serveti paylaşın ki devlete dönüşmesin,
(serveti)yoksullarla paylaşın; ta ki içinizden zenginler arasında dolaşan bir devlete dönüşmesin.(59-Haşr/7.)
Bu şekilde, bilgi, iktidar ve servet tekeli oluşturanları Kuran-ı Kerim sürekli eleştirir, bunları eleştirmeyeni de eleştirir. Onların neden görevlerini yerine getirmediklerini eleştirir.
Allah, insanlar arasında hükmederken adaletle hükmetmenizi emrediyor. (4-nisa/58.)
Ve ölçtüğüz zaman ölçüyü tam tutun, tartıp değerlendirdiğinizde (ise) dosdoğru kıstas ile tartıp değerlendirin.17-İsra35.)
Onların neden görevlerini yerine getirmediklerini özellikle ve ısrarla vurgular. Zaten tarihe batkınızda, yeryüzündeki bütün mücadelenin bundan kaynaklandığını görüyoruz.
İnsanların sahip olmadığı bir şeye sahip olarak, onlar üzerinde hâkimiyet
kurmaya kalkma kurnazlığı ve bunu din adına yapanlar da var tabii. Din adına meşrulaştıranlar var. Bu noktada ortaya çıkan eşitsizliği Allah’ın kaderi veya takdiri diye ifade ederler.
Bunlar çok yanlış dini düşüncelerdir. Böyle bir şey yok. Allah aşağıdaki ayette eşitliği takdir etmiştir.
O, arz üzerine sarsılmaz dağlar yerleştirdi ve ona bereket bahşetti, dahası oranın besinlerini, ora sakinlerinden talep edenler arasında dengeli bir bicimde taktir etti: ( bütün bunlar) dört evrede gerçekleşti. (41-Fussulet/10.)
Allah, rızkı dilediğine genişletir ve daraltır. Ve (rızkı genişletilenler)dünya hayatında sevinirler, ne var ki dünya hayatı ahirete nazaran kısa vadeli bir hazdan ibarettir.(13Rad/26.)
Rızık; imkânların tükendiği yerden, imkânların üretileceği yere göç etmektir. Kim nerde tükendiyse, orayı diriltmeli, ya da terk etmelidir. Tüketici beşerilikten (insanlıktan) üretici insanlığa hicret etmelidir.
Yüce Allah’ın arzı geniş değimliydi ki neden hicret etmediler Allah’ın rızkını her yerde arayınız. (67-Mülk/15.)
Ve insan başkasının değil, sadece çabasının karşılığını görecektir.(53-Necm/39.)
Yüce Allah, Yeryüzünde rızık ve rızık kaynakları insanlar arasında eşitçe bölüşülsün diye yaratmıştır. Buradan, Allah’ın eşitliği takdir ettiği, yani iradesini bu yönde beyan buyurduğu ortaya çıkar. Her kim yeryüzünde eşitsizlik yaratacak ilişkilere giriyorsa, her kim yaratacak düzenler kuruyorsa o Allah’ın iradesine karşı geliyor demektir.
Hâlbuki şu andaki din anlayışına göre;” Allah eşitsizliği, takdir etmiştir. Eğer yeryüzünde böyle uçurumlar varsa, bu uçurumların sorumlusu, insanlar değil, bu Allah’ın kaderi, olduğunu böyle takdir etmesidir” diye söylerler. Buda bir Arap Emevi uydurmasıdır,
Arap Emeviler diyorlardı ki, bizim sizin başınızda bulunmamız Allah’ın takdiriyle olmuştur, kaza ve kaderde bu böyledir, dolayısıyla bize zalimdir diye karşı çıkarsanız ne yapmış oluyorsunuz, Allah’ın takdirine karşı çıkmış oluyorsunuz, yani kendisinin gök ile bağlantısını kurarak, Allah ile insanlar üzerine, hâkimiyet kurmaya kalkıyor, Allah’ın emri diyerek, onu arkasına alarak, insanlar, üzerine hâkimiyet kuruyorlardı.
Bunlar hep din adamı ve ruhban davranışlardır ve Kuran’ın şiddetle karşı çıktığı eleştirdiği bir şeydir.
Allah’ın lutfundan kendilerine verdiklerinden cimrilik yapanlar, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, aksine bu onlar için şerdir. Cimrilik yaptıkları şeyler kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Zira göklerin ve yeryüzünün mirası tamamıyla Allah’a aittir. Ve Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.(3-Ali-imran/180.)
Tekrar et şüphe yok ki isteyen kullarına rızkı açmayı da, onun lehine sınırlandırmayı da dileyen benim Rabbimdir. Ama siz her ne infak ederseniz onun yerini hemen doldurur, zira o rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Mülk/39.)
Allah yeryüzünü yaşanması kolay bir yer yapmıştır. Öyleyse onun her tarafını gezin dolaşın. Allah’ın verdiği rızkı arayın, hiçbir zaman da Allah’ı- aklınızdan çıkarmayın. (67-Mülk/ 15.)
İnsanlar aynı yerde aynı işten birden çok iş yapanlar varsa, orada rızıkları azalmıştır. Ve bir birlerine rakip, olurlar ve rekabet etmeye başlarlar.
Buda zorda olan kişinin rızkı daha da zorlaştırır. Bu gidişat Allah’a güven olmalıdır. Rızkın mektebi yoktur. Rızkın kaynağı Allah’tır, toplumda sen ne kadar çalışıyorsan onun karşılığı hak etmişsindir.
Aşağıdaki ayet bunu bizlere bildiriyor;
De ki Rabbim rızkı dilediğine döşer, dilediğine sıkar. Ve fakat insanların çoğu bilmezler. (34-Sebe/36.)
Allah dilediğine rızkı açar bol verir. Dilediğine de kısar. Onlar dünya hayatı ile sevindiler, oysa ahretin yanında dünya hayatı bir geçimden ibarettir. 13-Rad/26.
Yine sen ey insan ne ellerini boynuna bağlayıp cimrilik yap. Nede onları büsbütün açarak saçıp savur. Eğer böyle yaparsan kınanmış olarak bir köşeye atılıp pişmanlık içinde kıvranırsın. (17-İsra/29.)
Elbette senin Rabbin hak edenin rızkını bollaştırmayı, hak etmeyenin rızkını da kısmayı diler. Çünkü o kullarının her durumundan haberdardır. Her şeyi tarifsiz görmektedir.(İsra/30.)
Hani Rabbiniz size şunu duyurmuştu, eğer şükrederseniz size olan nimetimi artırırım. Yok, eğer nankörlük ederseniz iyi bilin ki mahrumiyetim pek, şiddetli, olacaktır. (14-İbrahim/7.)
O gün her nefis yaptığı hayrı hazır bulacaktır işlediği kötülüğü de.(3-Ali-imran/30.)
Ve Biz, her bir insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. (17-İsra/18.)
Buna göre vahiy Allah nimetlerinin kaynağıdır. Nimetin şükrünü eda için kadrini idrak gerekir. İdrak ise o nimeti vereni bilmekte olur. Her nimetin şükrü kendi cinsindendir.
Ve şükür insan’ın neye daha çok değer verdiğinin göstergesidir.
Allah rızkı insanlığa yetesiye verir, fakat insanlar onu adil paylaşmadığı için açlık baş gösterir, açlık korkusunu en çok çekenler açlar değil, toklardır.
Zira neye çok şükrediyorsanız onun artmasını istiyorsunuz demektir. Açlık korkusu insanı evlat katili yapar, zira açı doyurmak mümkündür. Ama aç gözlüyü doyurmak imkânsızdır. Aç gözlülüğün temelinde açlık korkusu yatar, onunda temeli de Allah’a güvensizliktir. Rızık insanın elde edince sevineceği her tür değerlerdir. Her tür rızık nimettir.
Maddi rızkımızın kaynağı, maddi semadır; manevi rızkımızın kaynağı, manevi semadır.
Hayır, Allah’tandır, Şer Ondan Değildir.
Uğradığınız her iyilik Allah’tandır; başınıza gelen her kötülük de kendinizdendir.4-Nisa/79.)