İslam’a göre din, Allah tarafından insanlığa ilahi vahiy aracılığıyla bildirilen hayat tarzı ve kurallar bütünüdür. Din insan adlı değerli varlığın kullanım kılavuzu, yol haritası, değerli ve ilkeli emirlerdir.
İslam Allah katındaki Dinin tek adıdır.
Bugün dininizi sizin için ikmal, ettim ve size olan nimetimi tamamladım. (5-Maide/3.)
Din olarak İslam’dan razı oldum.
Ve İslam’ı sizin için hayat tarzı olarak benimsedim.
(5-Maide/3.)
Tarihin her döneminde gelen vahye toplumun büyük bir kesimi karşı çıkarken, az sayıda bir kesim ona inanmıştır.
Kuran'ın nüzul sebebi insandır. Vahyin her kelimesi bir yasadır, kanundur. Kuran müminin kalbidir, eylemlerinin kılavuzudur. İnsanlar, insanlık fıtrat’ını ve ahlakını kaybetti. Yüce Allah uyarıcı elcileri peygamberlerini özellikle kriz ve sancılı dönemlerde göndermiştir.
Sizden her kim dininden döner ve kâfir olduğu halde ölürse, onun bütün yapıp- ettiği ameller dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Onlar ateşe mahkûmdurlar, onlar orada kalıcıdırlar. (2-Bakara/217.)
Zira insan’ın en kaygan kontrolü en zor olan yönü davranışları ve ahlaki yönüdür. Bu zamanlarda gelen elçiler Allah tarafından indirilen dini tebliğ etmişlerdir. Kendileri ise önce Allah’ın kulu olduklarını ve Allah’a kulluk edeceklerini insanlara bildirmişlerdir. Daha sonra insanları vahye davet etmişlerdir. İnsanların iyilik yönlerinin geliştirilmesini istediler.
Kendileri de örnek bir model, rehber oldular, her gelen elçiler kendi milletlerine, kavimlerine gelmiş ise de daha sonra getirdikleri vahyi evrenselleştirdiler. Böyle olması gerekirdi, Zira bütün semavi dinlerin özü temeli İslam’dır. Peygamberler bu gelen tebliği duyurmak zorundadırlar. Görevleri de zaten budur.
Din, duvar değil kapıdır. Din insanı köşeye sıkıştırmaz, köşeye sıkışanları sıkıştıkları yerden kurtarır. Din korkusuyla yaşamak, cenneti ummak insanı küfre götürür, Hak ve hakikat insanın özü imanı olmalı, bu davranış Hanif bir din anlayışıdır. İslam dini her çağda evrenseldir. Zira din kemale ermiştir. Ancak insanların İslam dininin özünü anlamaları, hayata uygulaması henüz kemale ermemiştir.
Kişi dünyada kendine ne değer biçiyorsa, ahirette kendini o değerde bulacaktır. Vahiyle içinden aydınlanmışsan, gündüz de sana şahittir, gece de şahittir. İnsan tek Allah’a kul olmazsa, kul olacağı binlerce tanrı İcat eder, Beşeri Paralel Din üretir. Allah’ın insanlara yasakları insanlara zararlı olanlardır. Her türlü bozulmanın nedeni insan kaynaklıdır insandır.
Din adına kavga çıkarsa, bundan dindar insanlar zarar görür. Dinciler dindarların yok olmasına sebep olurlar. Din özgürlüktür, Yüce Allah insana özgür olmak için iradeyi vermiştir. Allah İnsan’ın bu dünyadaki çektiği sıkıntı ve çileyi Rahmeti ve şefkati hem bu dünyada, hem ahirette her tür sıkıntıya bir ödül verir. Çünkü Allah Rahmeti ve şefkati kendine ilke edinmiştir.
Sizde dünyalığınızı ahiretinize set çekmeyiniz. Yaşadığımız şu süreçte, insanların en büyük sıkıntıları problemleri imanlarının bilgiye dayanmamasıdır. Sadık ve samimi olmamalarıdır. Bilgiye dayanmayan bir iman’ın sabit yeri yoktur.
Oysa imanı-iman yapan sabit değerlerdir Sabit olan ise asla terk edilemez olan değerlerdir. Bugün çok insan pirincin taşını ayıklayacak akla sahiptir. Hz peygamber hayatı boyunca hakikat cemati oluşturdu. Politik ırkçı cemaat oluşturmadı. Dini kaynağından öğrenmeyen bilmeyen, bidatçi ve hurafecidir.
Cahilin dindarlığı arttıkça sapması da artar. Zira gösterişçi dindarlık sahte kutsallıklar üretir. İmana dayalı gerçek dindarlıkla, imaja dayalı sahte dindarlık arasında derin bir uçurum vardır. Zira en ufak bir sapma çok büyük tahribat yapar telafisi ise çok zor olur. Bunun içindir ki iman ve inancınızı titizlikle koruyunuz. İnsan içindeki menfaat putunu bırakmazsa kısmen şirke bulaşmıştır.
Gelen her peygamberler Devlet olmak için gelmedi. Ümmet olmak için gelmiştir. Ümmet ise iman’a gelen ve iman eden toplum, milletlerdir. İslam dininin İslam devleti talebi yoktur. İnsanların İslam devleti isteği ve arzusu vardır. Müslümanın vatanı milleti iman’ını serbestçe yaşadığı yerdir.
Dinde insanları zorlayan Allah’ın iki sıfatına karışmıştır kusur etmiş demektir, Semi ve Âlim, sıfatlarına
De ki Allah’a dininizi siz mi öğreteceksiniz. (49-Hucurat/16.)
Zorlama Dinde yoktur. (2-Bakara/256.)
Din Allah’ındır siz Allah’a dini öğretmeyiniz.
Dünya da en çok çileyi ve sıkıntıyı peygamberler çekmiştirler, yerinden yurdundan edildiler.
Din’in en büyük düşmanı, aynı dinin muhalifleridir. Amacından yanıltılmış bir din’e sarılmak, sevgiliyi öldürüp sonra cesedine sarılmak gibidir. Din insanların hayatını değiştirdiği oranında din adını almaya layıktır, aksi halde o dinin yeri inançlar mezarlığıdır.
Dinler dünyadaki tüm insanların evrensel inancıdır. Öyle de olmalıdır. Semavi ilahi din’in tek adı İslam’dır. Din’in temel ilkesi de ahlak, adalet ve maneviyattır. Din bunun için gelmiş indirilmiştir. Ahlak ve maneviyatın, temeli ise Adalet olmuştur. Adalet toplumun ve devletin namusudur.
Ancak günümüz insanları din’in özünü bozup şekliyle uğraşıyorlar. Allah mutlak yasa koyucudur, Allah’ın izin vermediği konularda insanlar din adına yasa koyamazlar. Siz Allah’ın yasalarına uyacaksınız. Allah insanı özgür yaratmış. Ona seçme hakkı vermiş, Ancak insan Heva ve heveslerinin esiri olmuş, kin intikam ve aşırı gidince mazlum iken, Zalim olup çıktılar. Günümüz dindarları ilmihal dindarlığını zirveye taşıdılar, sanki yangın da ilk kurtarılacak şeymiş gibi bunu da korumaya kalktılar. Günümüzde Müslümanların çektiği sıkıntı ve belalar dünyevileşmesinden kaynaklanmaktadır. Dünyevileşmek ise insanların yaşam tarzı haline gelmiştir.
İnsanların bu yaşam tarzı Dünya’yı da fesada sürükledi. Günümüz Müslümanlarının çok çapağı, kini ve hırsı var. Kendileri en lüks eşyaları kullanırlar israfı başkasına haram derler. Ya size, yâda bana kızarlar iftira ederler. Günümüz müminleri hiç ümit vaat etmiyorlar.
Eğer hükmedersen onların aralarında adaletle hükmet. Muhakkak Allah adil olanları sever. 5-Maide/42.
Bundan dolayı hiçbir peygamber yanlış insanlara pirim vermedi.
Bunlar kimlerdir Dalkavuk, yaltakçı çıkarcı, zalimler, nankörler, ahlaksızlar, soyguncular kısaca bu gibi Kişilerle mücadele ettiler. Bundan dolayı da birçok peygamberler evinden yurdundan oldular ve kovuldular Bazıları da insanlar tarafından öldürüldü.
Hz İsa kendi şehrinin insanları tarafından çok eziyet görünce onlara şöyle söyledi. Hiçbir peygamber yok ki kendi evinde, Akraba çevresinde memleketin de hor görülmesidir. Ve devam etti, Ağız yürekten taşanı söyler konuşur, iyi insan’ın içindeki iyiliktir. Kötü insan’ın içindeki kötülüktür. İnsanlar söyleyecekleri her boş söz için ahirette yargı önünde hesap verecekler. Kendi güzel doğru sözleri ile aklanacaklardır.
İnsanlar toplumlar azınca, şımarınca, dağılmaya, yıkılmaya mahkûm olur. O zaman Allah’ın Egemenliği gelecektir. Kulluk kölelik değildir, Peygamberleri de ilahlaştırmayınız. Tek İlah Allah’tır.
Peygamberler birer elçidir. Allah’tan aldıkları emirleri insanlara duyurmaktır. Görevleri de budur. Yarın kaygısına düşmeyiniz kaygılanmayın, her günün derdi, kendine yeter.
Özünüz doğru ise size, Allah’ın verdiği size yeter. Yalnız iman ettim demek yetmez, zira iman ispat ister. İspat ise kişinin iman ve inancı uğruna yaptığı eylemler ve fedakârlıktır.
Dine davet etmek nasıl olmalıdır. İki türlü dine davet vardır. Birincisi haydi gel bize katıl demek, İkincisi ise gel Allah’a kulluk et demektir. Birincisi Dini kamusallaştırmaktır, Burada hürriyet ve serbestlik irade yoktur. Kurumlar var, liderler var onların dediği olur. Sen ise onlara kulluk edersin. Onların söylediklerine inanırsın.
İkincisi ise kendi iradesiyle Allah’a kul olmak iman etmektir. Dini anlamak onu yaşamak özgürlük ve Kuran’ı anlamaktır. İnsan Allah’ın istediği gibi kul olursa, başkasına zarar vermez. Kötülük yapamaz. Biz kuluz bize Allah’a kulluk etmek yaraşır. Kul olmak kusuru kabul etmektir. Zira kul kusursuz olmaz.
Hele Hakkıyla inmemiştir, bu yerlere Kuran, Kuran’dan almalıyız ilhamı Asrın gerçeğine sunmalıyız İslam’ı. M.A. Ersoy