Münafık kişiliğini kaybeden kişi demektir. Münafık toplumda şahsiyetini kaybeden kişi demektir. Münafık yüzü kirli kişi demektir. İnanç ve ahlak hastasıdır. Münafık kendini akıllı sanan şeytanlaşmış insan’dır. Kuran’a göre insanlar üçe ayrılır.
1-Mümin.
2-Kâfir.
3-Münafık.
1-Mümin münafık kişi ikiyüzlüdür, tek dünyası vardır.
Münafık nifaktır, Nifak imanı ciddiye almama iman ahlakından mahrum olma olayıdır. Başta dış görünüş ve kıyafetleri olmak üzere her şeyleri aldanma üzerine kurgulanmıştır. Bunlar giydirilmiş kalaslar gibidir. Münafık kişiliğini dağıtan kişi demektir. Münafık dindar değil kindardır. Münafığın tek dünyası iki yüzü vardır. Münafığın bariz vasfı hayatını Allah’tan kaçırmaya kalmasıdır. Münafıklık kişilik yırtılmasıdır. Münafık pirincin içindeki beyaz taşa benzer, pirincin içindeki beyaz taş daha tehlikelidir.
Hep kazananı kollamak ve onun tarafında olmak münafığın bariz vasfıdır. Hata yapınca münafığın yüzü kızarmaz, zira maskeyle dolaşır.
Nifak bir inanç hastalığı olmaktan daha çok bir inanç ahlakı hastalığıdır. Kişilik bozukluğudur. Münafık kurnaz geçinen ahmaktır. Elenmiştir fakat atlattığını sanır, bu yüzden elendiğine yanmak yerine atlattığına sevinir.
Münafık kurnaz akıllıdır, kurnaz akıl ise kirli eylem üretir. Kirli eylemin arka planında çıkarı yatar. Gösterişi hayır yapıyorum diye sunar, aslında insan’ın kendisine olan saygı ve öz güvenini yitirme sürecinin son durağıdır. Burada kişilik ve kimlik çözülmesinin şahsiyet timsali olan münafık aklın sahibi getirip bıraktığı aşağılık durumuna dikkat çeker. Her gün, her taraf olan, Bir gün bertaraf olur. Onlar için af dileyen. Allah’ın Resulü bile olsa münafıklar asla Allah’ın, affa mazhar olamayacaklardır.
63-Münafık/süresi.
1-İki yüzleriyle sana geldiklerinde biz şahadet ederiz ki sen kesinlikle Allah’ın Resulüsün derler.
Allah da şahadet eder ki ikiyüzlüler kesinlikle yalancılardır.
2-Onlar yeminlerinin arkasına saklandılar, bu yolla Allah yolundan saptırdılar. Elbet yaptıkları şey pek fenadır.
3-Bunun nedeni onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir, sonunda kalplerine mühür vurulmuştur. Artık onlar imanın hakikatini kavrayamazlar.
4-Sen onları gördüğünde kalpleri hoşuna gider ve konuşacak olsalar kulak verirsin giydirilmiş kalaslar gibidir. Onlar kökten düşmandırlar. Artık onlara karşı dikkatli ol. Allah onlara kahretsin nasılda savruluyorlar.
5-Ve onlar gelin peygamber size mağfiret dilesin denildiğinde başlarını çevirirler ve sen onların küstahça kibir içinde çekip gittiklerini görürsün.
6-Onlar için mağfiret dilesen de mağfiret dilemesen de hiç bir şey değişmez. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah yoldan çıkmış bir topluluğa rehberliğini bahşetmez.
7- Onlar peygamberin yanındakilere yardımda bulunmayın ki etraftan dağılıp gitsinler diyen kimselerdir. Bakın gökleri ve yerin hazineleri Allaha a aittir. Fakat münafıklar bu gerçeği bile kavramıyorlar.
8-Onlar şehre girdiğinde döndüğünüzde şerefli olan bizler şerefsiz olanları oradan elbet sürüp çıkaracaktır diyorlar.
Onların bağışlanmaları için Allah tan ister af dile, ister dileme onlar için Allah’tan yetmiş kez af dilemiş olsan dahi artık Allah onları affetmeyecektir. Bunun nedeni onların Allah’a ve onun elçisine ısrarla nankörlük etmeleridir. Zira Allah fıtrat yolundan sapmış kimseleri doğru yola yöneltmez.( 9-Tevbe/80.)
Bu ayetlerin iniş sebebi şöyledir. Ensar (Medineli olanlar) ve muhacirler (Mekke den, Medine ye hicret edenler denir) Bunlar arasında münakaşa çıkar, bu münakaşayı İbn Ubeyd Abdullah çirkin emellerine alet etmek için, istismar ederek Ensar tarafını tutar, Muhacirleri Medine den kovmak ister. Ayrıca bu münafık insan, Peygamberimizle savaşlara katılacak 300 Ensarlı savaşa gidecek insanları yoldan çeviren Abdullah İbn kişidir. Bu kişi ölünce cenaze namazını oğlunun rica etmesi üzerine Peygamberimiz kıldırmıştır.
Ancak Yüce Allah Peygamberimizi
Şu ayet ile şöyle uyarmıştı.
Onların bağışlanmaları için Allah ‘tan ister af dile, ister dileme, Onlar için Allah’tan yetmiş kez af dilemiş olsan dahi artık Allah onları asla affetmeyecektir.( 9-Tevbe/80.)
Bunun nedeni, onların Allah’a ve onun elçisine ısrarla nankörlük etmeleridir. Zira Allah fıtrat yolundan sapmış kimseleri doğru yola yöneltmez. Bu münafık kişi münafıklığını ahiretine taşıyan tescili tek kişidir.
Hz Peygamberin Misyonu’nun bir parçası da müminler için dua etmesiydi. Ancak Allah, onlar kendileri tövbe etmedikçe, senin onlar için tövbenin bir yararın yoktur. Burada kalp suç aleti olarak tescil edilmesidir.
İmandan sonra inkârın mazereti yoktur. Münafık fıtrat ve ruh kökünden bağını koparmış kişidir. İşlerindeki kokuşmuşluğu dışlarına yaptıkları yatırımla kapatırlardı. Gösteriş için yardım yaparlardı.
Böyle yapmak ise değerden yırtıp fiyata dünyalığa çıkarına yamamak hakikati imaja kurban etmekti. Kâfirin tipik özelliklerinden biri de imanı doğruyu bırakıp imaja siyasi görüşüne inadına idolejisine yatırım yapmasıdır. Münafık aklın çalışma biçimi, üretilen değerleri tüketerek çıkar elde etmek üzerine kuruludur. Kuran bu aklın en kaba biçimine örnek olarak Cahiliyenin örettiği ve Cahiliye üreten bedevi Arap aklını gösterir.
Bunun için Peygamberler anakentlere gönderilmiştir. Burada bedevilik bir algı biçimidir, ufuksuzluğunu ve kabalığı temsil eder. Tuzak bir insan’ın bir başka insan için tuzak kurar, tuzak acizliğin ifadesidir. İnsanlar en büyük tuzakları kendi akıl ve iradelerine kurarlar hile, vicdan ve ahlak zaafıdır.
İman ağacının verimliliği ürettiği değerler, eylemle ispat edilir. Hata edip hatasını sahte bir özür ve yalan bir mazeretle kapatmaya kalkan nazik münafıklar, buna bile ihtiyaç duymayan kaba bedevi münafıklar dünyevi getirileri kazanç sayarak zamanlarını Allah’a isyanla boşa harcayıp dururlar.
Ne var ki genellikle inkârcı insan, önündeki hakikati yalanlamaya bayılır.(75-Kıyamet/5.)