akıllı, nitelikli kişi ile
akılsız, niteliksiz kişiyi ayıran
temel ve ayırdedici özelliklerden biri,
nitelikli kişi, eleştirildiğinde
yapıcı eleştiri ile
yıkıcı eleştiri arasındaki farkı hemen farkeder,
yapıcı eleştirilerin dostça yapıldığını,
kendisine dostça yaklaşıldığını düşünür,
ehemmiyet verildiğini görür,
memnuniyet duyar, teşekkür eder,
eleştiriden yararlanır, kendini geliştirir,
mükemmele yolculuğuna devam eder..
akılsız ve niteliksiz ise
kendisine düşmanca yaklaşıldığını zanneder,
önemsizleşmeye başladığını düşünür,
üzüntü hatta öfke ve nefret ve kin duyar,
teşekkür ne kelime söver sayar durur,
yapıcı eleştirene bile pervasızca saldırır,
etkisiz kılmak için elinden geleni ardına komaz,
ve her geçen gün gerilere düşer, düşer, düşer..
sonunda kimseciklere güvenemez hallere düşer..
herkeslere endişe ve korkuyla bakmaya başlar..
kendini koruma güdüsüyle
herkesleri düşmanca görmeye,
kırmaya dökmeye saymaya saydırmaya başlar..
nihayetinde bir de bakar ki, çevresinde
çoktandır terkettiği dostları kalmadığı gibi
dost görünümlü yandaş/yalaka/dalkavuk/yalakavuk
şakşakçı/vurguncu/dolancı/talancı/yalancı/palancı
tiplerin terketmesiyle dımdızlak kalakalır, ortada..
yeni türedi lafazanların
bilge edasıyla âfiyetle yedirdiği
"değerli yalnızlıkla övünme" ise bir yere kadardır..
meselenin aslı, "değersiz yalnızlıktır"..
onların âkibetleri mi..?
ebâ müslim horasanî ifadesiyle,
"onlar,
zarar vermeyeceğinden emin oldukları için
dostlarını kendilerinden uzaklaştırdılar..
kazanmak ve bağlamak için düşmanlarını yakınlaştırdılar..
yakınlaştırılan düşmanları dost olmadı..
uzaklaştırdıkları dostları düşman oldu..
herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu"
E-Posta: [email protected]