Bir dava adamı.. adam gibi adam..
Dava satan sözde dava adamı değil..
Tuttuğunu Allah(CC) için tutan..
Tutmadığını Allah(CC) için tutmayan adam..
Yanlışını gördüğüne sözünü sakınmayan adam..
Dinî ilimlerde söz sahibiydi, âlimdi..
İslâmın ilk emrine, son nefesine kadar
Riayetle 'oku'du.. okuttu.. bilmeyene öğretti..
İlim ve fikir meclislerinin vazgeçilmez ismiydi..
Son ziyaretimiz geçtiğimiz Kurban Bayramındaydı..
Eren Abi'yle(Fakıoğlu) evinde ziyaret edip
Gönlünü ve duasını almıştık..
Kanepede yarı oturur vaziyette
Bayram ziyaretlerini kabul ediyordu..
Sol yanıbaşındaki sehpada hiçbir zaman
Yanından ayırmadığı kitapları, okuma gözlüğü ve
Bir bardak içerisinde kalemleri hazırdı..
Oldukça bitkindi, konuşmakta hayli zorlanıyordu..
Amansız hastalığıyla mücadele ederken bile
Toplumsal sorunlar konusundaki hassasiyetiyle
Diğergamlığı elden bırakmıyordu..
Bir ara konu siyasete gelince bazı örnekler verip
"Bu siyaset çok nankör" demişti..
Onursal Başkanlığını ve
İstişâre Kurulu Başkanlığı'nı yaptığım,
81 ilde, Türkî Cumhuriyetler ve Balkanlarda örgütlü
Uluslararası Başkent Platformu bünyesinde çıkardığımız
Fakirin köşe yazısı da bulunan
Uluslararası Sivil İnisiyatif Gazetesi'ni takdim edince,
"En güzel bayram hediyesi bu oldu" demişti..
Vefatından 20 gün önce de bir konu nedeniyle
Aramış ve bu son görüşmemiz olmuştu..
Ziyaretimizde muhterem eşi anlatmıştı:
"1997 yılında Ankara'da hastaneye gittiğimizde
Kanser hastalığını öğrenince ellerini açmış ve
'Allahım senden bir 15 yıl daha ömür diliyorum'
Duasını, niyazını edince doktoru,
'Hocam niye süre verdiniz' demişti..
Bu yıl(2012) 15 yılı doluyor..
Rahatsızlığı bütün bedenini sardı..
Durumundan çok endişeliyiz" demişti..
Duası kabul olmuş, izin verilen 15 yılın hitâmında
Yoluna ömrünü verdiği Yaradanına kavuşmuştu..
15 yıl içinde.. görevimiz süresince emeğini,
Desteğini, duasını bizden hiç eksik etmedi..
Hasbelkader herkesin
Her yere gelebildiği bir ülkede..
Hasbelkader bir koltuğa oturduğunda,
Kendinde bi'şey vehmedenlere ders verici
İbretâmiz hatıralarını nakletmişti..
Emek vermeden
Emek üzerine oturanların
Gönlünü incitip kırmaları konusunda
Yalnızca "bu siyaset çok nankör" diyebilmişti..
İnancını 'kullanarak' yaşamadı..
İnandığı gibi yaşadı..
1970 yılından emekli olduğu 1990 yılına kadar
Aksaray Merkez Kurşunlu Camii imam-hatibi olarak
Görev ifa eden Merhum İhsan Düzgün Hocamız,
14 Aralık 2012 Cuma günü Hakk'ın rahmetine kavuştu..
Muhafazakâr-dindar kişilerin siyaset yapmaları konusunda
Merhum İhsan Hoca(Düzgün) ile
Merhum Ethem Hoca(Yıldırıcı)'nın yanısıra
Eren Fakıoğlu, Salih Bayraktar, Şerafettin Özer,
Bekir Polat, Mehmet Amaç, H.Hüseyin Atılgan,
Fahrettin Gür, Celal Akbaş gibi isimler
Kula kulluk yapmadan
Siyaset yapan gönül erlerinden..
Huzurunuzda her birini ayrı ayrı
Takdir, tebrik, minnet ve şükranla anıyorum..
Köy köy kapı kapı dolaşarak
Davasını anlatmaktan hiç bıkmadılar..
Bayrağı bugünlere, zirveye kadar taşıdılar..
Karşılığında hiçbir şey beklemediler..
Karşılığında hiçbir şey almadılar.. hep verdiler..
Şimdi karşılığını alıyorlar, alacaklar
Herşeyin Sahibi'nden..
Geriye tertemiz isimlerini bırakarak..
Geriye tertemiz hatıralarını bırakarak..
Cenâb-ı Hakk'a yürüyenlerin
Ruhları şâd, mekanları cennet olsun..
Âmin, Yâ Mu'în(CC)..
E-Posta: [email protected]