adı bizde saklı bir büyükşehir'deki
resmi programını tamamlayan sayın başbakan,
programın sarkması nedeniyle akşam saatlerine kalınca
karayoluyla ankara'ya dönmek üzere yola çıkar..
büyükşehir belediye başkanı da nezaketen
makam aracıyla resmi konvoya eşlik etmektedir..
konvoy il sınırına yaklaşınca
makam şoförü başkan'a sorar,
"sayın başkanım, mâlum-u âliniz
sayın başbakanımız ankara'ya dönüyor,
biz de ilimizin sınırlarına geldik,
ne emir buyurursunuz,
eşlik etmeye devam edeyim mi,
yoksa ilimizin sınırından döneyim mi..?"
şoförünün sorusu karşısında bir an duraksayan
tecrübeli başkan kitaplara bile sığmayacak özelliği,
tek cümlede ortaya koyan bizce tarihî sözünü söyler,
"sür be evladım! yalakalıkta sınır yoktur..!"
iki hafta kadar önceydi..
mısırlı gazeteci gada şerif,
darbecibaşı sisi'ye sesleniyor:
"ey sisi! bir göz kırp yeter" başlıklı yazısında,
"dördüncü eş olarak almak isterse emrindeyim..
câriye olarak bile almak isterse vallahi itiraz etmem..
bu şekilde şeriatı da uygulamış oluruz..
yobazların uygulamak istediği şeriattan daha iyidir..
sisi, 56 yıl önce nâsır'ın yaptığını başardı..
nâsır, sisi'nin bedeninde doğdu"
bu da yalakalığın mısır şartlarına uyarlanmışı..
dinî sosu(!) bile unutulmamış sek-sisi..
*
ehh, ne diyelim,
örneklemelerde gördüğünüz gibi
"yalakalıkta sınır yok"
E-Posta: [email protected]