Hz. Musa(a.s,) tarafından Mısır firavunlarının zulmünden kurtarılan Yahudilerin Kızıldeniz’i geçmeleri için Allah(c.c.)ın izniyle denizin yarılması öncesi Peygamberlerine isyanlarıyla denizin yarılmasından sonra açılan yolları kullanarak karşıya geçerek kurtulmalarından sonra kendilerine Mevla’mız tarafından yapılan yemek ile helva ikramında bile ikilik çıkartmalarını Yahudi tarihi hakkında kısmi bilgisi olanlar bilir.!!!
Yine Hz. Musa(A.S.)’nın Tur dağında Mabudumuzla kendisine tabliği edilecek ayetleri alabilmek için görüşmeye gitmesi ve gelinceye kadar Hak dinlerini bırakarak kendi elleriyle yaptıkları buzağı heykeline tapmaları da bu kavmin Hakka ve Peygamberlerine nankörlüklerinin ete kemiğe bürünmüş nice somut hallerinden sadece birisidir.
Bu nankörlükleri nedeniyle M.Ö. 587'de dönemin Babil kralının Yahudi devletini yok etmesinden sonra onları Babil’e sürgünleri, yine Roma devleti tarafından 1290 yılında İngiltere’den, 1306 yılında Fransa’dan kovulmaları.
İspanya ve Portekiz devletleri tarafından din değiştirilmeye zorlanmaları ile bu devletler tarafından yapılan soykırımdan 500 bin Yahudi’nin Osmanlı devleti tarafından kurtarılarak topraklarına yerleştirilmeleri.
Yavuz Sultan Selim tarafından Kudüs’ün Kölemen devletinden alınarak Osmanlı devletine katılmasından sonraki Yahudilerin her yönüyle buradaki müreffeh hayatları da birer tarihi gerçektir.
YAHUDİLERİN KENDİLERİNİ İSPANYOL VE PORTEKİZ’DEN KURTARIP KUDÜSTE EN MÜREFFEH HAYATI SÜRMELERİNİ SAĞLAYAN OSMANLI DEVLETİ VE OSMANLILARA YAPTIKLARI NÖNKÖRLÜK!!!
Genelde Müslümanlar tarafından özelde ise Müslüman Osmanlı İmparatorluğu tarafından kendilerinin İspanyol ve Portekiz zulmünden kurtarılmalarının yanında devletin her yerinde kol kanat gerilmesi karşısında Yahudilerin her zaman velinimetleri olan bu devlete minnettarlıklarını her türlü maddi ve manevi hizmetle göstermeleri gerekirdi.
Amma sürekli kendi Peygamberleri ile Peygamberleri gönderen Hakka’da isyanla nankörlük eden Yahudiler velinimetleri Osmanlıya karşıda kendilerini sürgün edenlerin yanında yer alarak Çanakkale’de savaştılar.
BİZ ONLARI İSPANYADAN KURTARIRKEN ONLAR ÇANAKKALEDE İNGİLİZ ASKERİ OLARAK SAVAŞTILAR
Bu konuda verilen bilgilerde Birinci Dünya Savaşının başlarında İskenderiye Limanı Rusya yönetiminden ve Osmanlı Devletindeki Siyonist faaliyetlerinden dolayı sınır dışı edilen Yahudiler için toplanma yeri olmuştur.
Kendini gösterecek olan dünya harbi ile Yahudilerin Filistin’e yönelik fikirleri gün yüzüne çıkmıştır.
İngilizler de bu fikirleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak çıkacak olan harpte, Yahudi zenginlerinden maddi destek sağlamaya çalışmışlardır.
1915 de Yahudi askeri birliklerinin kurulmasına ilişkin tartışmalar İngiltere’nin gündeminde olduğunun farkında Amerika’daki Siyonist liderlerde bu olayların farkındaydı.
İngiltere ”Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” zihniyetiyle Mısıra gelen yüzlerce Yahudilerden oluşan Siyon Katır Birliğini 1915 de Çanakkale saldırılarında hizmet edecek şekilde kurdurdular.
Yine bu konuda yazılı kaynaklarda bulunan bilgiye göre Gönüllü Yahudi alayı kurma fikri Rus bir Yahudi olan Wladimir Jabotinsky tarafından ortaya atıldı.
Tarihe Siyon Katır Birliği olarak geçecek yaklaşık yedi yüz kişiden oluşan birlik, İngiliz bayrağı altında General Maxwell emriyle kuruldu.
Başına da İrlanda asıllı John Henry Patterson atandı.
Bu birlikle planladıkları İsrail devletini kurmak isteyen Yahudiler milletimizin yüce dinimiz İslam’dan aldıkları imanlarıyla tarihe şan verdiği Çanakkale zaferinde bize karşı kendilerini tarih boyunca aşağılayan ve sürgüne gönderenlerin yanında yer aldılar.
Müslümanların bu kasa bilgiler ışığında özelde İslam ümmetinin, genelde ise insanlık düşmanı olan bu Siyonistleri bilmeleri ve her zaman bunlara karşı gereken tedbirleri almaları dileğiyle.
Şanlı zaferimizin 109. yıl dönümünü aynı imanla kıyamete kadar birliğimizi korumamıza Mevla’mızın vesile etmesi dileğiyle kutluyorum.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.