Yılın son günlerine yaklaşırken aynı tartışma yeniden gün yüzüne çıkıyor: “Yılbaşı kutlanır mı, kutlanmaz mı?”
Toplumun bir kısmı için bu, sıradan bir eğlence gecesi. Diğerleri için ise dinî ve ahlâkî açıdan tartışmalı bir mesele. Fakat bir Müslümanın bakış noktası bu tartışmayı çok daha sade bir yere oturtuyor: Müslüman için yılbaşı kutlamasının bir anlamı yoktur.
Neden mi?
---
Bir Müslümanın Sevinç Günleri Bellidir
İslam’ın hayatımıza kattığı iki büyük bayram vardır:
Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı.
Sevincimizi, dayanışmamızı, aile bağlarımızı, ibadete duyduğumuz aşkı bu günlerde yaşarız. Bunlar bize Allah’ın lütfettiği, peygamberimizin sünnetiyle sabit özel günlerdir.
Peki yılbaşının bu takvim içinde bir karşılığı var mı?
Hayır.
Ne dini bir anlam taşır, ne ibadetle ilgilidir, ne de İslamî bir gelenekte yeri bulunur.
---
Kökü Nerede? Batı’nın Tarihsel Geleneğinde
Bugün “seküler eğlence gecesi” gibi görünse de yılbaşı, kökü itibarıyla:
Hristiyan takviminin yıl bittiği gecelere,
Noel-Kristmas kültürüne,
Roma pagan geleneklerine,
Batı’nın tüketime dayalı yeni yıl anlayışına
dayanır.
Müslüman’ın hayatı ise başka bir takvim, başka bir kültür ve başka bir anlam dünyası ile şekillenir.
---
Taklitten Sakınmak İslam’ın Kimlik İlkesidir
Peygamber Efendimiz’in uyarısı nettir:
“Kim bir kavme benzerse, o onlardandır.”
Burada mesele “yılbaşını dinsel niyetle kutlamak” değil; mesele taklittir.
İslam uleması bir günün kendisi haram olmasa bile, o günün sembollerini, kültürünü, anlamını sahiplenmenin yanlış olduğunda hemfikirdir.
Çünkü Müslüman’ın kimliği, başkasının kültürel gölgesinde şekillenmez.
Kendi değerleri, kendi gelenekleri, kendi bayramları vardır.
---
Tüketim Çılgınlığı da Cabası
Yılbaşı gecesi bugün neyle özdeşleşmiş durumda?
İsraf,
Alkol,
Kumar,
Eğlence adı altında taşkınlık,
Lüsk gösteriş ve tüketim yarışı…
Hangisi Müslüman’ın hayat felsefesine yakışıyor?
Hiçbiri.
O yüzden mesele sadece “dini hüküm” değil, aynı zamanda ahlaki bir duruştur.
---
Hz. İsa’ya Saygı Ayrıdır, Yılbaşına Dahil Etmek Ayrı
Evet, Hz. İsa Kur’an’da adı geçen, Meryem’den mucizevi doğmuş, Allah’ın peygamberidir.
Biz ona iman ederiz, saygı duyarız.
Ama bu iman, yılbaşıyla ilişkilendirilemez; çünkü yılbaşının kendisi Hz. İsa’nın gerçek doğumuyla ilgili değildir ve İslamî bir karşılık taşımaz.
Saygı başkadır, kültürel taklit başkadır.
---
Son Söz: Gereksiz Bir Gün, Gereksiz Bir Beklenti
Kısacası yılbaşı, Müslüman için ne ibadetle bağlantılıdır, ne kültürümüzden doğmuştur, ne de hayatımızda yer alması gereken anlamlı bir gündür.
Müslüman, Allah’ın kendisine verdiği iki bayramla yetinir.
Müslüman, kendi değerini bilerek yaşar.
Müslüman, tüketim çılgınlığına değil, hikmete yönelir.
Bu yüzden yılbaşı kutlaması:
Ne zaruri,
Ne gerekli,
Ne de Müslüman’ın izzet ve kimliğine uygun bir pratiktir.
İki bayramı olan kişinin, başkalarının bayramlarını hayatının merkezine koymasına gerek yoktur.
Mesele aslında bu kadar basittir.
Yorumlar
Kalan Karakter: