ama çalışıyor!

çalışılmış! ve başarılmış! sübliminal ayar,

"çalıyor ama çalışıyor" makbuliyetinin arkasında

"işimiz düşünce bize de düşer(!)" beklentisi olmasın sakın..?

"ne yiyor ne de başkasına yediriyor"

serzenişinde saklı sinsi pusuculuk da besliyor

bu uzun yolu, yolcuyu ve yolculuğu..

"al gülüm ver gülüm" ile "yolunu bulma" meselesi..

kestirme yol, küstürme yolu bi'anlamda,

"bindiği yandaşlarını küstürmeme(!) adına

yolu biraz uzatmışlar(!)", çok mu yani..?

"başkaları daha fazla uzatmamışlar mıydı..?"

matbu/standart gerekçenin mukniliği, inandırıcılığı

gördüğü yaygın kabulden belli değil mi,

"çalıyor ama çalışıyor"daki meşruiyette(!)"..

çalışmayınca çalma bahanesi oluşmayacağına göre,

çalma hedefine endeksli çalışmayı ıskalamamak(!) gerek..

her dönemin gerçeği bu tesbitin ıskalanması,

her dönemin yeni bedelinin teminatı..





malum,

geometrik olarak

iki nokta arasındaki en kısa yol, doğru çizgi..

sosyolojik olarak,

meşru hedefe götüren en kısa yol, dosdoğru yol..

toplumun önüne düşenler en kısa yoldan

dosdoğru yol/çizgiden gitmiş olsalar idi,

dolana dolana gitmemiş olsalar idi,

yalan dolanla dolambaçlı yollara düşmeselerdi,

yılan misali kıvrıla kıvrıla hareket etmeselerdi,

bir gram glikoz için bir çuval keçiboynuzu çiğnemekten

garip bir haz, tuhaf bir zevk almamış olsalar idi,

'çok laf yalansız çok mal haramsız olmaz'a

inanmadıkları halde inanmış görünmeselerdi,

yoldan sapılmaz, zıvanadan çıkılmazdı..

yoldan çıkılması,

en kısa yolu bilmedikleri veya

en kısa yolu kafaları almadığı veya

en kısa yol işlerine gelmediği için olsa gerek,

"yol uzunluğuna göre hakediş(?)" meselesi olsa gerek..

fıtrat meselesi.. malum, yalan ile yılan meselesi,

yalan ile kıvırmadan olmuyor,

yılan gibi kıvrılmadan yol alınamıyor ya,

ondan olsa gerek, yol yordam bilmeyenler için..





satır arasına mahkum edilen,

"öncekiler çalmıyor ama çalışmıyorlardı"

gerekçe denklemindeki yanlışı düzeltmeye yeltenelim:

"çalışmıyor ama en azından çalmıyor" da doğru

ancak belki de en doğrusu,

"çalışma endeksli düşünmek" önemli de

"çalmasız endeksli düşünmek" önemsiz mi..?

"ananı mı yoksa babanı mı daha çok seviyorsun"

sinsi ayrıştırmasındaki nüansı yakalayıp

"hem annemi hem babamı seviyorum" cevabının paraleli

"hem çalışmayı hem çalmamayı tercih ediyorum"

deme becerilemediği için bütün bu bedeller..

işte şeytan tam da bu ayrıntıda gizlenmişken

şeytandan meleklik bekleyen daha çook bekler..

acı ama dost sözü böyle..!





E-Posta: [email protected]