Hatırlanacağı üzere Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası’nın 2012 yılında, Aksaray-Balküpü Şeker Fabrikası’nda sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan 47 işçi adına başlatmış olduğu hukuk mücadelesi Aksaray İş Mahkemesi’nin işçiler lehine sendikal tazminat ödenmesi yönünde kararıyla noktalanmış, Yargıtay 22. Dairesi de işçilerin sendikal faaliyetler nedeniyle işten çıkarılmalarını haksız fiil bularak İş Mahkemesi’nin kararını onamıştı.
Ayrıca işçinin sendikal faaliyetlerini tehdit ve baskıyla engelleme suçundan adı geçen fabrikada birden çok üst düzey yöneticiye 1 yıl 3 ay ile 1 yıl 6 ay arasında hapis cezası verilmişti. Şeker-İş Sendikası, Keskinkılıç Gıda San. Ve Tic. A.Ş.’de 2012 yılından bu yana örgütlenme çalışmaları yapmakta iken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca yetkili sendika olarak ilan edilmesine rağmen bu tespite karşı işveren teşkilatlanmayı baltalamak için yeniden dava yoluna başvurmuş, İstanbul Anadolu 21.İş Mahkemesinin 2013/1324 E. sayılı dosyasında verilen 21.10.2015 tarihli karar ile de işverenin itiraz davası yetkiden reddedilmişti.
Gerek yetki davası dosyasına sunulan bilirkişi raporları gerekse de işçinin Anayasal bir hakkı olan sendikalılığı akıl almaz ve çağdışı yaklaşımlarla engellemeye çalışan, örgütlenme sonrası dönemde pek çok işçiyi işten çıkardığı gibi asıl iş olan bazı işleri de alt işverene ihale yoluyla havale eden Balküpü yönetimi burada da şark kurnazlığına başvurdu. Taşeron firmada çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin başka bir iş kolunda çıkmasıyla Şeker-İş Sendikası yeni bir iş kolu tespiti yaptırarak konuyu mahkemeye taşıdı.
Tüm bu gelişmeler paralelinde Şeker-İş Sendikası’nın yaklaşık 4 yıldır sürdürdüğü mücadelede sona yaklaşıldı. Ancak, 250’nin üzerinde işçiyi ilgilendiren toplu sözleşmeden geriye dönük haklardan yararlanılması için işçilerin bir an önce sendikaya üye olmaları gerekiyor.
Şeker-iş Basın-Yayın Uzmanı
Önsel ÜNAL
Yorumlar
Kalan Karakter: