Nereden başlayacağıma, nasıl yazacağıma, günümüzün bu sorununu nasıl bir üslupla dile getireceğimi inanın bilmiyorum... Lakin bizler sesiz kaldıkça bu problem olmaktan çıkıp normal yaşam haline gelmeye kuvvetli bir şekilde devam edecek.
Tv başına geçtiğimizde şöyle ailecek izleyebileceğimiz bir dizi, program, yarışma maalesef yok denilebilecek kadar az. Hepsi iffetsizlikle dolu, hepsi bir yarışa, bir kıskançlığa, hırsa, zulme, ahlaksızlığa sevk ediyor. Ha birde çizgi filimleri söylememek mümkün değil. Anne babaların çocuklarını saatlerce önüne bırakıp gittiği o cıvıl cıvıl çizgi filimler o minicik yüreklerin beyinlerinde nasıl izler bıraktığını, orada neler anlatıldığını bir bilseniz ki bir anne olarak bilmeniz, araştırmanız gerektiğini şiddetle vurguluyorum. Çünkü bir anne baba nasıl çocuğuna yemek yapmak, maddi ihtiyaçlarını karşılamak gibi görevleri varsa bunları da araştırmakla yükümlüdür.
Evimizde bir tv bulundurarak veya o ahlaksız dizileri çocuklarımızla birlikte izleyerek evlatlarımızı ne kadar tehlikeye attığımızı bir biseniz.... Çocuklar bembeyaz kalp ve beyine sahiptirler onları ilmek ilmek işleyen biz aileler onları farkına vara vara kirletmekteyiz. En acısıda ne biliyormusunuz? Onlara en çok değer veren, en çok korumaya çalışan, en çok seven biz olduğumuz halde evimizin içinde ki Tv den, internetten koruyamıyoruz. Yine kendi ellerimizle kuyuya atıyoruz inci tanelerimizi....
Bütün bunlara gözyumarken, çocuklarımızı dışarıda ki tehlikelerden koruduğumuzu düşünürken nasıl bir gelecek vaadettiğimizin farkında değiliz.
Tv de izlediğimiz mutlu aile tabloları, okulda gençlerin giyim kuşam, hal ve hareketlerinin bizim çocuklarımıza nasıl işaretler verip nasıl izler bırakıyor.... Çocuk ekranda gördüğü ahlaksızlıkları, yalan söylemeyi, hırsızlık yapmayı, kavga etmeyi, evden kaçmayı, uygunsuz giyinmeyi o dizilerden öğrenip olması gereken buymuş gibi kabulleniyor. Çünkü uygun olan bu olmasaydı güvendiği insan olan annesi onu kucağına alıpda o ahlaksızlıkları izlemesine müsade etmezdi. Nasıl dışarı çıktiğında yoldan geçen arabadan, yanından geçen insanan, hava da uçan kuştan koruyorsa Tv izlerkende korurdu demek ki bu izlediklerim bana zarar vermiyor diyerek çocuk beyinine onları kazıyarak büyümek zorunda kalıyor. Bizim çocuk dediğimiz o beyin bunların farkına varıyor fakat anne ve baba farkında olmadan veya farkında olupta umursamadan buna müsade ediyor.
İşte Batı tam olarak bunu istiyor. Müslüman ailelerin evlerine girip onların inançlarını, en büyük hazinemiz olan imanımızı, ailevi değerlerimizi yavaş yavaş yok etmek!!! Ne acı ki bunu söylerken boğazım düğümleniyor ama ülkede ki son zamanlarda artan hırsızlık, dolandırıcılık, fuuş, yalan gibi ahlaksızlıkların artması ile başarılı da oluyor. Ve buna biz izin veriyoruz, izleyerek, dinleyerek,görerek, duyarak, gözyumarak ve çocuklarımızın izlemesine müsade ederek onaylıyoruz.
Oysa Müslüman gözüaçık olması gerekiyor." Ben Elhamdulillah Müslümanım bu yüzden benim evimde bu diziler izlenmeyecek! Çocuklarımın kafasının bu tür ahlaksızlıklarla yıkanmasına izin vermem! Benim çocuklarım Batının oyunları olan bu dizilerle büyümeyecek! Çok normalmiş gibi izledğimiz yarışma programlarının aslında beni ve ailemi hırsa, kıskançlığa sürüklediği için benim evimde Batının fikri olan bu programlarda izlenmiyecek!" diyerek Müslüman bir bireye yakışır halde haykırması gerekir.
Eğer böyle yaparsak 18 Martta Çanakkale de savaşan insanlardan hiç bir farkımız olmaz çünkü günümüzün savaşı cephe de değil evimizin içinde, biz evlatlarımızı cephede düşmanla savaşırken kaybetmiyoruz lakin evimizin içinde önüne televizyon, eline telefon vererek düşmanın kurşunlarına teslim ediyoruz. Fark ne biliyormusunuz cephe de vatanı için düşmanla savaşıp ölen evlatlarımızı şehit olurken aynı düşman evimizin içinde savunmasız bir biçimde bizlerden vatanımız almaya çalışıyor. Yani düşmanın amacı değişmiyor fakat biz uyutulmaya mahrum bırakılıyoruz. Şunu unutmayın gerçek Müslüman UYUMAZ!
İLAHİYATCI HANIM