UNUTULMUŞ BİR DEĞER: M. YUSUF AKYURT,,,
Yaklaşan müzeler haftası dolayısıyla hatırlamamız gereken bir değerimiz merhum Mehmet Yusuf Akyurt’tur. Ortaköy ilçemize bağlı Sarıkaraman beldemizin yetiştirdiği kıymetlerden birisi olan Yusuf Akyurt, Osmanlı Devleti zamanında ailesinin Urfa ve Halep taraflarında görevlendirilmesi dolayısıyla 1877 yılında Halep şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası Şeyh İbrahim Efendi, unvanından da anlaşılacağı üzere medrese mezunu olup İslam tarihi ile Türk ve Arap edebiyatına vakıf bir şair idi. Halep Valiliğinde bulunmuş olan tarihçi Ahmet Cevdet Paşa ve sonradan Halep Valiliği’ne tayin olunan İşkodralı Hasan Hakkı Paşa ile yakın ilişkileri olmuştur. Eğitim hayatına Halep’te başlayan Yusuf Akyurt daha sonra İstanbul Sanayi Mektebi’nde eğitim görmeye hak kazanmıştır. Burada talebe iken Arap mimarisine dair eğitim görmesi amacı ile Osmanlı Devleti tarafından 1891 yılında Mısır Sanayi Mektebi’ne gönderilmiştir. Mısır’da, Ahmet Muhtar Paşa’nın ilgisi ile karşılaşan Yusuf Akyurt Endülüs Müslümanlarının sanat eserlerinin incelemek üzere İspanya’ya gönderilmiş, ayrıca adı geçen paşa ile Sudan ve Nil vadisine seyahatler düzenleyerek o bölgedeki eski medeniyetlere ait sanat eserlerini inceleme fırsatı bulmuştur. Yine Ahmet Muhtar Paşa’nın tavsiyesi üzerine Mısır Müzesi Müdürü Tevfik beyden eğitim almıştır. Merhum Akyurt’un Mısır’daki öğrenimi sırasında yapmış olduğu hat sanatına dair eserleri 1894 yılında Birleşik Amerika’nın Chicago Eyaleti’nde açılan sergide ve İskenderiye’de açılan sergide sergilenmiştir. Bu sergilerin ilkinde altın madalya ile, diğerinde ise gümüş madalya ile ödüllendirilmiştir. Merhum Akyurt Mısır’da gördüğü üç yıllık eğitimden sonra Mayıs 1894’te İstanbul’a dönmüştür. Arapça, Farsça, Fransızca dillerine vukufiyetinin yanı sıra oymacılık, marangozluk, tornacılık, ciltçilik, sedefçilik ve teknik ressamlık gibi sanat dallarında zanaat erbabı olmuştur. Sahip olduğu hiyeroglif bilgisi ile İstanbul Sultan Ahmet Meydanı’ndaki Dikili Taş üzerinde yer alan Mısır yazısını okumuş ve Türkçeye tercüme etmiştir. Bilindiği üzere Sultan II. Abdülhamid marangozluk zanaatı ile oyma sanatına vakıftı. Yusuf Akyurt, oymacılık sanatını kendisine öğrettiği için II. Abdülhamid tarafından altın madalya ile ödüllendirilmiş ve merhuma çok kıymetli hediyeler verilmiştir. Merhum Mehmet Yusuf Akyurt hakkında yazılmış olan ilk ve tek biyografik eser (Mevlana Müzesi’nin Kurucu Müdürü M. Yusuf Akyurt, Ankara, 2010) Dr. Erdoğan Erol tarafından kaleme alınmış ve okuduğunuz yazıda tarafımıza kaynak olmuştur. Sayın Erol, Konya Mevlâna Müzesi'nde 39 yıl müze müdürü olarak hizmet vermiş değerli bir bürokratımız ve bilim adamımızdır. Geçtiğimiz günlerde Habertürk TV’de yayınlanan ‘Tarihin Arka Odası’ programına konuk olan Sayın Erol, kendisi ile yaptığımız telefon görüşmesinde, merhum Akyurt’un sadece Aksaray’ın unutulmuş bir değeri olmadığını, kendisinin Türkiye tarihi için de çok önemli bir yere sahip olduğunu belirtmiştir. Merhum Akyurt’un 1926 yılında Konya Mevlana Müzesi’nin kurucu müdürü olduğu bilgisini veren Sayın Erol, bu münasebetle merhumun Cumhuriyet Türkiyesi müzeciliğinin kurucusu, Türk müzecilik tarihinin de ikinci Osman Hamdi Beyi olduğunu ifade etmiştir. Merhum Akyurt’un 5 ay gibi kısa bir sürede, dolaplarını da kendi elleriyle yapmak suretiyle vücuda getirdiği Konya Mevlana Müzesi ve kaleme almış olduğu 36 eser, kendisinin hem bir Osmanlı hem de bir Cumhuriyet aydını olduğunun göstergesidir. Sayın Dr. Erdoğan Erol, hedefinin Mehmet Yusuf Akyurt’u ülke çapında tanıtmak olduğunu ifade etmekte ve bu sebeple Mayıs ayında gerçekleşecek olan Müzeler Haftasında, başta Ankara olmak üzere bir dizi konferanslar vereceğini belirtmektedir. Konuya devam edeceğiz.