pilav..
"pilavdan dönenin kaşığı kırılsın", bir kararla çıkılmış yoldan dönmenin, tırışkadan oynamanın, oyun bozanlık yapmanın, kaytarmanın önüne geçmek için söylense de pilavdan dönen yok mu, çook.. bi'farkla, dönenlerin giderkenki itibarları kalmamıştır.. ancak.. eski ramazanlarda iftar için hazırlanan,sahurda ısıtılıp sofraya getirilentemcit pilavı değilse tabii.. iftarda lezzetiyle yenecek pilav,sahura kaldığında temcit'leşip yenmiyor,yense bile tadı olmuyor da.. pilavdan dönen/lerin kaşığı kırılırsa on/lara güvenenlerin umutları kırılır.. pilav yemek için çıkılan yoldan dönmemek irade ister, kararlılık ister, tek yüzlülük ister, özveri ister, dürüstlük ve samimiyet ister, bozgunculara kulak tıkamak ister.. kaşıkla pilav yendiği gibi kaşık oyunu da oynanır ancakpilav yerken oynamak(!), oyun bozanlık.. * bekarlık canına tak eden gençlerin ister âdet ister saygı ister mahcûbiyetinden deyin, ebeveynine derdini anlatabilmek için bulduğu "pilavın ortasına kaşığı dikme" mesajı,ebeveynlerce çoktaan alındı..* merhum sakıp sabancı, "vergiden dönenin kaşığı kırılsın" demişti..vergiden dönenlerin kaşıklarının kırıldığınıhiç görmedik ama * "bu pilav daha çok su kaldırır" deyip yemeği sulandırma yoluna gidildiği takdirde * "işin çorbaya döneceği" de açık.. * pilavını yemeye kimse gelmeyince lokantasının kapısına çıkan ahçının, "ey ahâli, pilavımı şimdi yediniz yediniz, yemediniz yarın dolma olarak yersiniz.. yarın da yemezseniz öbür gün çorba olarak içiririm" hikayesi, bizim meramımızı değil bu işten kazanç! elde edenlerin meramını anlatır.. * "dimyat'a pirince giderkenevdeki bulgur pilavından olmamak" içinpilavın kendi bulgurumuzla pişmesini yeğleriz.. ahçılarımızdan da emin olmamız lazım ki gönül rahatlığıyla yiyebilelim.. ancak yerken de dolma gibi(!) yememek gerek: sofradaki tarafların birbirlerine, "dolmaları çifter çifter yiyorsun" dedirtmemesi gerek.. * van-erciş deyimiyle, "zırtnan pilav pişmesine pişmez" de"lafla pilav pişseydi deniz kadar yağı bizden" der,zorlu işin içinden sıyırıverirlerdi..* diyarbakır deyimiyle, "yağı acı olunca pilav da acı olur",sade/tereyağı koyun da tatlı olsun..* yeri gelmişken biz de bir mani yakalım:kardeşliğin şeceresidostluğun penceresiçok bekletmeyin ağalar,yanmasın pilav tenceresi..*iki hafta önce..tillo'daki güneş hadisesini izleme davetine icâbetle gittiğimiz batman, hasankeyf, veysel karani hz. ziyaretgâhı, siirt, tillo-ismail fakirullah hz. ile ibrahim hakkı hz.lerinin ziyaretgâhı, son olarak diyarbakır'da sayamayacağım kadar tanıdık tanımadık kişiyle hasbıhâl eyledik, dert dinledik, umut dinledik, heyecan gözledik, huzur gözledik, henüz netleşmiş bir durum olmasa bile barış ve huzur dolu günlerin özlemini gördük, bölge insanımızın içimizi ısıtan sıcaklığını bir kez daha yüreğimizde hissettik, sözün kısası, tek bir istisnası dahi olmaksızın insanımızın "bu kez pilavın yenileceğine" olan inancını gördük..bu kez oyun bozanlık yapacak olanlarınbahânesine bakmaksızın "kaşığını kıracağını" gördük.. sofraya oturanların amacı pilavı yemek değil de pilavı pişirenleri dövmekse veya pişmiş pilavı dökmekse, vayy onların hâline.. çünkü bundan böyle insanımızın onları affetmeye hiç ama hiç niyetleri yok.. aldığımız izlenimle diyoruzki,"çözüm pilavını yemeye oturanlar, sakın ha oyunbozanlık etmeyin, yoksa bölge insanımız yıllar sonra yeniden tadına vardığı barış ve huzur ortamına kim/ler kasdedecek olursa hem de gerekçelerine/bahânelerine aldırmaksızınpilavdan dönenin kaşığını kıracak, ona göre..!*"dervişe bağdat'ta pilav var demişler, yalan değilse ırak değil" demiş..çözüm ırak değil, yeterki derviş olunsun.. E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com