oksijen maskesi

Yayınlanma: 17.05.2014 10:10 Güncelleme: 17.05.2014 10:10

soma faciasından bir fotoğraf:  madenden çıkarılan bir işçi sedyeye konuyor,  ağız ve burnunu kapatacak şekilde oksijen maskesi takılı..  işçiye en çok ihtiyaç duyduğu oksijen veriliyor,  zannederek hiç değilse teselli buluyorsunuz,  maskenin hortumunu takip ediyorsunuz,  o da ne! hortumun ucunda  oksijen tüpü vb hiçbir alet cihaz yok..  işin özü yaralı işçi oksijen yerine "hava alıyor", hortumun ucu kesik ve sedyenin altında boşta sallanıyor,  ilk bakışta görülmeyecek yerde.. bu tesbit  ilk bakışta basit bir ihmal gibi görünse de  tipik bir davranış biçimini ele veriyor..  faciaları ilmik ilmik ören hazırlayan  bir zihniyeti ve davranış biçimini ele veriyor..  nasıl mı? Önce yaralı işçi kandırılıyor,  kendisine oksijen veriliyormuşçasına..  sonra kamuoyu kandırılıyor,  yaralılarla en iyi şekilde(!) ilgileniliyormuş görüntüsüyle..  ilk bakışta sorumluluk görüntüsü verilen  ancak gerçek anlamda icra edilen sorumsuzluk  soma madeninde alınması gereken tedbirler zincirinin  tipik çarpıcı ibretlik acınası basit bir numunesi..  işin meselenin namusunu kurtarma değil zevahirini kurtarma çabasının trajikomik bir örneği.. gerekli tedbirler alınmadığı için şimdilik 300'e yakın kayıp..  sığınma/yaşam odasından dem vuruluyordu,  sonunda böyle bir oda olmadığı itiraf edildi..  ve basit bir yangına bağlı dumandan ölen yüzlerce işçi..   ilgili şirketin açıklamasına göre facia,  "mühendislik ve teknik olarak  bugüne kadar görülmeyen ve açıklanamayan  bir yangına bağlı olarak vuku bulmuş kaza eseri"..  benzeri kazalar(?) gelişmiş ülkelerde olmuyor da, bizim ülkemizde oluyor, nasıl oluyorsa..! eskiden kargaların güldüğü bu açıklamalar, toplumsal yaramızı acımızı daha da derinleştiriyor,  hafif insanlarca aklımız hafife alındığı için..  maliyet aşağı çekilirken  kârların yukarıya çekilmesi  hinliği/cinliğinin doğal sonuçlarını  kazayla kaderle izaha kalkışmayın bâri..  aşırı kazanç hırsının kaçınılmaz sonucu bunlar.. Yüce Yaradan'a atılan yalan ve iftira niteliğindeki  bu acı gerçeklerin ört-bas edilmesi ise  yeni facialara davetiye olacaktır..  facianın sorumluları her kim olursa olsun  günler en fazla haftalar içinde ortaya çıkarılmalı,  facianın bedelleri hem maddi hem manevi olarak  gerçek sorumlularına ödetilmelidir..  bu yapılmıyorsa  birileriyle ahbap-çavuş ilişkisi var sayacağız,  birilerinin kişisel ikballeriyle bağlantılı sayacağız ve  sorumlular korunuyor anlamını çıkaracağız..  hâl böyle olacak olursa, yani  faciadan adalet çıkarmak yerine  siyasi sonuçlar çıkarmak isteyenlere de  şahsî ikballerini kurtarmak derdinde olanlara da sesleniyor ve soma durumundaki tüm maden ocaklarında  benzeri faciaların yaşanmasının an meselesi olduğunu,  kopacak çığın önünde kimselerin duramayacağını  hatırlatıyoruz.. temenni ve dua ediyoruz ki  "yeni somalar sırada" olmasın, "yeni komalar sırada" olmasın.. yoksa, "şahsî komalarınız" çok yakındır.. "nasıl olsa her facia sonrası  facianın/olayın sıcağı sıcağına üç-beş hamle sorgu-sual-denetim vs  vartaları kazasız! belasız! atlatılırsa şayet, mevcut vurgun/kâr döngü!süne devam edileceği,  yapanın yaptığı vuranın vurgunu yanına kâr kalacağı, facia nedenlerinin enkaz altında kalacağı, geçmişte kalıp unutulacağı" için  yeni bir faciada buluşmak mı yoksa buluşmamak mı dileğiyle  bir soma'dan daha çıkılır gidilir, bir koma'dan daha çıkılır gidilir, herkes ve herşey gerilerde kalır, geride kalanlar acılarıyla başbaşa kalacak olursa, bu tabloların gayretullah'a dokunacağını hatırlatmaya gerek var mı..? haa bu arada, mutlaktır ki acılarını ve  "bize olan tepkilerini dindirelim" diye  maden ocağı şehitleri ve yaralıları yakınlarına  bir miktar maddi yardımlar yapılır,  hem de vatandaşın kesesinden..  yardımsever bir toplum olarak  elbette çok şeyimizi feda etmeye hazırız  ancak sapla samanı karıştırmamalı..  hukukun gereği olan  işverenin maddi-manevi sorumluluğu asıl yük, ihmalin/suçun sorumlusu işverenin sırtına değil  vatandaşın sırtına yüklenecek olursa kazanan yine patronlar olacak, kaybeden yine hepimiz olacağız..  * canıyla didişirken sedyeyi kirletmesin diye  "çizmelerimi çıkarayım mı" diyen işçiye karşın, * devletin hortumlarına bağlı yaşayanların  "oksijen almaya" devam edeceğini düşünmek, * ağzına hortum da takılsa işçilerin "hava aldığını"  görmek yaramızı derinleştiriyor, acımızı katmerleştiriyor.. * izmir vali yardımcısı olan bir kişi,  "soma'da aklını kullanan hayatını kurtardı" diyor..  aklı bu kadarına eren o kişiyi  o madene atsaydık n'apardı dersiniz..?  * tedbirsizliğine kader diyerek  suçlarını kadere yıkanlar, gerçekte  Yüce Yaradan'a suçu yıkmış olmuyor mu..? bu suçlamaya karşı Yüce Yaradan n'apar dersiniz..? E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com

Devamını Okumak İçin Tıklayınız