Kimin umuru..?

Yayınlanma: 25.12.2015 11:46 Güncelleme: 25.12.2015 11:46

ana toplum gövdemizmuhafazakâr.. muhafaza ve kâr..iktidar nimetleriyle tanışmazdan öncebildiğiniz muhafazakâr.. bir parça da olsa'tanıştığı dinî ve ahlâkî değerleri''muhafaza' etmeyi 'kâr' bilen.. ancakiktidar gücü ve nimetleriy!e tanıştıktan,onlarla bi'güzel halvet olduktanberi'tanıdığı yeni değerleri''muhafaza' etmeyi 'kâr' bilen'yeni muhafazakâr'lar türeyiverdi..artık gerilerde bıraktıklarımanevi/dinî ve millî değerlere "elveda"yeni tanıdığı değer!ere,iktidar gücü ve nimetlerine "merhaba"muhafazakâr değerlere basarakyükseldikten sonra ayakları yerden kesilenler,'yeni muhafazakâr'lığa geçseler biledeğerleriyle özde ilişkilerini kesiyorlar amasözde ilişkilerini devam ettiriyorlar.. ki,establishment/kurulu düzen(!) kesintiye uğramasın..kendileri uçtuğu gibi yakınları,yanaşanları, yalakaları, yalakavukları dayakınlık derecesine göre ayakları yerden kesiliyor,kanatlanıp uçuyor, dünlerde sürünürken... bu yolda uçuş!a birileri mi engel,'ülke uçuşuna engel oluyor' diye göster,tut kolundan götür at, bir de üstüne alkışlat... 'uçuş'a dinî yasaklar mı engel oluyor,bul bir fetbaz, al bir fetva, hurraa.. hepsi buymuş(!)..iktidara taşınma öncesindemuhafazakâr denince saygınlık gelirdi akla..iktidara taşındıktan sonraçıkarları adına eğilip bükülen,kirli işleri için hep bi'çıkış yolu bulan,güvenilmez bir insan profili akla geliyor artık..niye'sine bir-iki cümleyle değinelim:önceleri muhazakar kesimde"değerler" merkezli hassasiyetler öndeydi..henüz tanışmadıkları iktidar gücü veimkanlarıyla tanışıp bir de tadına varıncaiktidar olmanın nimetler! öne çıkmaya,değerler gerilere atılmaya başlandı.."değerler"e sadık kalındığındanimetlerin(!) sınırlı kalacağı görülüncedeğerler dooğru rafa, hem de görünmeyen yere..ezcümle,"değerler merkezli yaşam biçimi" yerini,"nimetler merkezli yaşam biçimi"ne bıraktı..yeni yaşam biçimi,inanç biçimine dönüşmeye,yaşadığı gibi inanmaya başladılar..bu suretle yozlaşma sürecine girilmiş oluyordu..sürecin merkezinden gözlemimizle..hz.ömer'in,"inandığınız gibi yaşamazsanızyaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız"öngörüsü feraseti gerçeğe dönüşüyordu.."değerler" unutuluyor, yerini "nimetler" alıyordu..belki yüzyılda yaşanabilecek yozlaşma,iktidar gücü ve nimetleri sayesindekısa sürede gerçekleşiyordu..lord acton'ın,"güç yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır"sözü bir kez daha doğrulanıyordu..bu yozlaşma sürecindebaşat rolün sahibini araştırdığımızdailginç bi'durumla karşılaşıyoruz..gelişmiş ülkelerdeliderlerin ayakları yerde,ne kendileri uçuyor,ne yakınlarını uçuruyorlarama ülkelerini zirveye taşıyorlar..az gelişmiş veya gelişmemiş ülkelerde iseliderlerin ayakları yere basmıyor,hem kendileri uçuyor,hem yakınlarını uçuruyorlar..ülkeleri ise yerlerde.. kimin umurunda..?E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com

Devamını Okumak İçin Tıklayınız