HIDRELLEZ’DE

Yayınlanma: 20.10.2013 00:05 Güncelleme: 20.10.2013 00:05

 Hıdrellez, her 6 Mayıs günü kutlanan geleneksel bahar şenliğidir. Türklerde Hıdrellez kutlamaları, genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında icra edilir. Halk arasında görülen yumurta dövüşü, nişanlı hediyeleşmesi, kısmet açılması, yiyeceklerin bollaşması gibi adetler ve inanışlar Hıdrelleze dair uygulamalardır. Erkeklerin, kadınların ve kızların yaptığı eğlencelere katılmaması, ayrı yerde oturmaları, Hıdrellezin Türk kültüründeki özellikleri ile ilgilidir. Bu durum, hem dinî hem örfî gerekliliğin bir sonucudur. Hassaten, hayır amaçlı olarak yemek dağıtılması Hıdrellez gününün önemli bir özelliğidir. Bir bahar şenliği olması yönü ile İslam öncesi Türklerde görülen Hıdrelleze, İslamiyet sonrasında, Hızır ve İlyas peygamberler gibi bazı dini içerikler edinmiştir.            Mayıs ayının ilk iki haftasında Anadolu’nun dört bir tarafında olduğu gibi Aksaray’da, kazalarında, köylerinde Hıdrellez şenlikleri gerçekleştirildi ve gerçekleştirilecek. Bunlar içinde, Yaprakhisar köyünde yapılan şenliğe ilk defa katılma fırsatı bulduk. Adı geçen köyde Hıdrellez şenliği, 6-7 yıldır düzenli olarak yapılıyor. Köyde yaklaşık 25-30 yıl Hıdrellez yapılmamış, yapılsa da çok sönük geçmiş. Daha öncesinde ise, köylülerin ifadesi ile köyün köy olduğu, gerek iç gerekse dış göçün ciddi nüfus düşüşüne sebep olmadığı yıllarda köydeki Hıdrellezler bir bayram havasında geçermiş. İbrasarlılardan fırsat buldukça bunları dinledim. Anlatılanlara göre, Hıdrellez, Uluırmak boyunda ya da harmanlıkta yapılırdı. Hıdrellez organizasyonu köyün ileri gelenlerinin belirlediği kişilerin emekler ile gerçekleştirilirdi. Mesela Türkmenin Mehmet (Tireli Mehmet) yemek konusunda uzun yıllar ustalık gösteren kişiydi. Hıdrelleze koyunlar, keçiler ve kümes hayvanları götürülürdü. Adak hayvanlar kesilir, etler, soğanlar doğranır, kazanlarda kavrulurdu. Pilavüssü olarak köylülere ve gelen misafirlere ikram edilirdi. Yoğurt, özellikle koyunların ilk sütünden yapılan yoğurt makbuldü. Yemek yerken her kabile (sülale) kendi içinde otururdu. Hıdrelleze giderken kavurga, çörek, fasulye ve mercimek yemekleri götürülürdü. Sepetler örülür ve bu yiyecekler sepetlere konurdu. Düğünler, nişan merasimi, güreşler gibi başka etkinlikler düzenlenir, kadınlar gizli yerlerde oynarlardı. 7-8 yaşından büyük oğlanlar namahrem diye ortama alınmazdı. Çocuklar için yumurta boyanır ve onlar tokuşturulurdu. Nişanlılara hediyeler takılırdı. En güzel kıyafetler giyilir, bekar çiftlerin nasiplerini bulması için bu gün vesile kılınırdı. Toplu halde namaz kılınır ve dua edilirdi. Hıdrellez, sabah vakitlerinden öğlen saatlerine kadar sürerdi. Konu ile ilgili olarak yaptığımız ufak çaplı araştırmada Hıdrelleze dair batıl inanaçların çok fazla uygulanmadığını farkettik. Genel bir Hıdrellez özelliği olmak üzere o gün, Bağlı (Asar) köyünde bulunan Tekke’ye gidilir ve dua edilirdi. Burası Karataş, Alaca, Sümnü, Sağlık, Yukarıasar ve Tol gibi çevre köylerin de geldiği bir ziyaret yeriydi. Halkın havsalasında Hıdrellez, Hızır ile İlyas’ın kavuştuğu gün olarak addedilmektedir.           Yaprakhisar’da Hıdrellez’in eski günlerine döndüğünü birkaç yıldır duyuyorduk. Bu sene görmek ve yaşamak nasip oldu. Önceki muhtar Recep Kocadağ ve halihazırdaki muhtar Musa Kalkan bu işi önemsemişler. Hıdrellez’in yeniden ihyası için Ayhan Köse, Osman Solak gibi köy dışında yaşayan akıl ve aksiyon sahibi insanlar öncülük etmişler. Köydeki bu ve benzeri cemiyetlerin tertip edilebilmesi ve yemek hazırlıklarının yapılabilmesi için Yusuf Çetinkaya gereken malzemeleri tedarik etmiş. Burada ismi geçen geçmeyen pek çok insan elinden geleni yapmış. Bizler ise ancak iştirak edebilmiştik. Köy muhtarı Musa beye, artık kusurumuza bakmayın, yiyip içip gidiyoruz diyince o, bizler de sizin gelmeniz için yapıyoruz cevabını vererek bizleri son derece memnun etti.Günümüzde artık şehir dışından da köylülerin katılımı sağlanmış durumda. O gün Ankara, Antalya, Antakya, Kayseri, Konya, Afyonkarahisar, Çanakkale gibi çok farklı şehirlerden Hıdrellez’i yaşamak ve bu vesile ile sılayı rahim yapmak amacı ile gelmiş insanlarla karşılaştık. Özellikle, Afyon’a gelin gitmiş olan ve Hıdrellez’de akrabaları ve köylüleri ile kavuşmak amacı ile biri 6, diğeri 1.5 yaşındaki evlatlarını yanına alarak otobüsle aramıza katılan genç öğretmen Rukiye hanımı duyduğumuzda, kendisine günün fedakarı demekten kendimizi alamadık. Ayrıca çok uzaklardan, turist olarak yurt dışından ülkemize gelen turistler ve bir Zonguldak kafilesi de gördükleri etkinlik karşısında takdirlerini aktardılar. Hıdrellez aşı onlara da nasip oldu.Hıdrellez günü kurulan kazanların çevresinde oturuldu, konuşuldu, tanışıldı. Yeni haberler duyuldu, paylaşımlar yapıldı. Belirlenen Hıdrellez programı doğrultusunda Kur’an-ı Kerim okundu, dinî konuşma yapıldı ve geçmişlere dualar edildi. Öğle yemeği vakti ellerinde kazanlarla görevli gençler, ailecek oturan misafirlere yemek ve tatlı dağıttılar. Ardından mikrofona Aksaraylı Serdar geçti. Geçtiğimiz günlerde çıkardığı albüm ile birkaç yerel kanala misafir olan ve Flash TV’den davet almış olan Serdar bey en güzel yöre havalarını seslendirdi. Misafirler, kendilerini sineden yakalayan havalara duyarsız kalamadılar. Nitekim Hıdrellez şenliği, söğüt ve kavak ağaçlarının altında, semaverde pişen çayların eşliğinde, eskilerin yadı, günümüz ve gelecek üzerine edilen sohbetler ve türkülerle son buldu.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız