FATİH'İN AKSARAYLI HEMŞEHRİLERİ-III
Âşık Paşazâde Tarihi, bir Osmanlı vatandaşı tarafından kaleme alınmış ve olaylar Osmanlı cenahından değerlendirilmiştir. Bunun gibi Karaman Beyliği tarafından olaylara bakan bir tarihçi de vardır. Şikârî isimli söz konusu tarihçi, Kitâb-ı Karamaniyye (Karamanlılar Kitabı) adında bir kitap yazmış (16. asrın ilk yarısı) ve yazımızda işlediğimiz konuya değinmiştir; Sultân Mehemmed gelüb şehre (Konya) kondu. Karamanoğlu’nun saraylarını yıkub yerine bir hisâr yapdı ki, her kulesi âsmâna erişirdi. Diledi ki bu şehri yakub katl-i âmm ede. ‘Ulemâ icâzet vermeyüb İstanbul’u yeni almış idi. Murâd eyledi ki cümle halkı İstanbul’a süre. Defter ile şehrin içinden otuz bir bin Müselmân evi, yedi bin kâfir sürgün eyledi. Andan geçüb Aksarây’ı sürüb İslâmbul’a getürüb üç yüz, tefsir mütâlâ’a eder şeyh, vâ’iz, müftî, ‘âlim ve ‘âbid sürüb İstanbul’da sâkin olmayub üç yıldan sonra kaçub gene geldiler. Sultân Mehemmed gazab edüb Gedik Ahmed Pâşâyı gönderdi. Gelüb Lârende’yi âteşe verüb yıkub yakub harâb eyledi. Yüz on yedi mahalle, dört câmi’-i selâtin, üç yüz yedi vakit mescidi, yigirmi tokuz hammâm, dört medrese, otuz üç tekye, yedi hânkâh cümle harâb edüb âteşe urub (tekrar) İstanbul’a gönderdi. (bkz. Kayıt 1) Karamanlı tarihçi Şikârî, yukarıda verilen ifadeleri ile Sultan Fatih döneminde Konya, Karaman ve Aksaray dâhilinde Karaman ülkesinden İstanbul’a, pek çoğu aydın olmak üzere insan göçürüldüğünü anlatmaktadır. Onların geri dönmesi üzerine ise bu geri dönüşün tekrar yaşanmaması ve Karamanoğullarının bir daha Osmanlıya kalkışamaması amacıyla daha sert uygulamaların tatbik edildiğini ifade etmektedir. Buraya kadar yazımızda, Aksaray şehrinden İstanbul’a insan göçürüldüğüne dair bazı tarihî kaynakları ve bir edebî metni zikrettik. Bundan sonra ise hep merakı içinde olduğumuz ve öğrendiğimizde ayrı bir haz duyduğumuz bir mevzua değinelim; Aksaray şehrinden İstanbul’a pek çok Aksaraylı göçürüldüğüne göre, aradan geçen asırlara rağmen bugün hâlâ, her iki yerleşim birimi arasında akrabalık bağlarını sürdüren aileler var mı? Bu sorunun cevabını bir röportaj ile öğrendik. Venedik Büyükelçisi (Galatasaray Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sabık Dekanı) olan Aksaraylı Prof. Kenan Gürsoy (bkz. Resim 1), Tasavvuf isimli bir dergiye verdiği beyanatında kendisinin babaannesinin Cemaleddin Aksarayî’nin neslinden olduğu bilgisini veriyor. Gürsoy, adı geçen şahsiyetin neslinin Sultan Fatih döneminde İstanbul’a yapılan göçle iki kısma ayrıldığını ifade ediyor. Birinci kısmın, kendisi ve akrabalarının olduğu Aksaray şehrinde kalanlar, diğer kısmın ise İstanbul’a göçürülen ve içlerinden Şeyhülislam Zenbilli Ali Cemalî Efendi’yi çıkaran akrabaları olduğunu belirtiyor. Ayrıca Gürsoy, hâlen bayramlarda İstanbul’da müşterek bir mekânda bir araya geldiklerini ve aile yeni bireylerinin birbirlerini tanımaya devam ettiklerini söylüyor. Aksaray halkı Konya ve Karaman halkı ile beraber İstanbul’un en eski Türk sakinlerindendir. Onlar, her ne kadar başlangıç itibarıyla kendileri istemeseler de, İstanbul’un bir İslam şehri olması uğrunda Sultan Fatih tarafından istihdam edilmiş İstanbullulardır. Yavuz Sultan Selim ve Kanunî Sultan Süleyman’ın veziriazamları olan Pir Mehmed Paşa olmak üzere pek çok vezir ile Sultan II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim ve Kanunî Sultan Süleyman dönemlerinde yirmi dört yıl Şeyhulislamlık makamında bulunan Zenbilli Ali Cemâlî Efendi gibi pek çok âlim, İstanbul’a gelen bu Aksaraylılar içinden çıkmış ve Osmanlı’nın muhteşem yıllarına damga vurmuşlardır. Kayıt 1 - Şikârî’nin Karamannâme’sinde geçen konumuzla ilgili bir kısım ve ‘Aksarây’ı sürüb İslâmbul’a getürüb’ kaydı Resim 1 - Prof. Dr. Kenan Gürsoy – Venedik Büyükelçisi