bazen bir olay

Yayınlanma: 20.10.2015 19:50 Güncelleme: 26.10.2015 14:30

"domuz eti haram ancakbir insanın ölmeyecek kadaryeme hakkı var" dedikten sonra,"bizler de ilk zamanlardomuz etinden uzak durduk ancakilerleyen zamanlarda davanın ayakta kalması içinbir parça domuz eti yedik.. bir süre sonrabu etin çok lezzetli olduğunu düşünmeye başladıkve eti her yerde kullanmaya başladık..bir imza ile milyon dolarlık rantlar oluşturduk..bu hoşumuza da gitti..sadece kendimize değil ailemize,yakınlarımıza da domuz eti ikram etmeye başladık..sonunda hepimiz domuz eti bağımlısı olduk"bizzat tanıdığım, araştırmacı gazeteciliği vedürüst kişiliğine inandığım gazeteci-muhabir,yazar hüseyin özay/taraf'dan iktibas ettik haberini.."geçtiğimiz günlerde bir bb.yrd. başkanlığındabir ekonomi bakanı, ankara, istanbul ilebazı büyükşehir belediye başkanları,bazı bakanlıkların bürokratlarının katıldığıüst düzey toplantıda bir bürokratın tesbitleri" böyle..hanibir çivi bir nal'dan,bir nal bir at'tan,bir at bir komutan'dan,bir komutan bir ordu'dan,bir ordu bir toplum'dan ve nihayetbir toplum bir devlet'ten eder denir ya,. ortaya karışık laf salatası değil,1 no.lu meselenin bam teline basan sözler bunlar... bir yozlaşma ve bir bitişin kısa hikayesi gibi... sorunun özüne sihirli bir dokunuş bu... çuvallar dolusu lafı gevelemenin özü bu... arsız, hırsız ve yolsuzlar ileyandaş, yalaka ve lafazanlarınniye bin dereden su getirdiklerine işaret bu... 'bu kadar da olmaz' diyen vicdanın sesi bu... 'tükenişin nedenini yalnızcaerişilemeyecek kadar uzaklardaveya alakasız yerlerde aramak yerineasıl kendi içinde aramalı' diyen bir çığlık bu... dürüst ve namuslu bir özeleştiri bu... bir kale nasıl ki içeriden fethediliyorsabu benzetme de içeriden yıkılışın hikayesi... "domuz eti haram" ile çıkışın hikayesi nasıl yazıldıysa,"ama .." ile başlayan yozlaşma ve başkalaşmanındomuz eti bağımlılığına dönüşmesiyle birlikteçöküşe götüren serüvenin hikayesi bu... asla islâm demiyorum,bazı zamâne müslüman!arınındomuz etini vicdanlarına yedirdiğinin itirafı bu..bu bürokrata kocaman bir 'aferin'..kapalı kapılar ardında söylemiş bile olsa.. çünkübırakın aleni, kamuya açık ortamları,kapalı ortamlarda bile doğruları söyleyebilmeninbüyük cesaret gerektirdiği bir ortamdabunları söyleyebilmek yürek istiyor.."devletin malı deniz, yemeyen domuz"tekerlemesini domuzların çıkardığına inandığım gibibu yoldan yürüyenlerin atalarını öğreniyoruz, bu suretle..* * *hukuk prof.erdener yurtcan,35 yıl önce fakülteden hocamız idi,o zamanlar pek cesur ve özgüvenli idi..ya aradan geçen yıllara yenik düştü,ya da içinden geçmekte olduğumuzhukukun iç'edildiği bir dönemde,önce hukukun üstünlüğünden kanun devletine,sonra polis devletine,nihayetinde korku devletine(haşim kılıç'tan)döndüğümüz için olsa gerek,geçtiğimiz günlerde40 yılı aşkın birikimi olan4.5 trilyon lirasını kaptırmış dolandırıcılara..hukukî kanaatime göre,suç ve suçlu ile korku devleti arasındadoğrudan olmasa bile dolaylı birnedensellik bağı(illiyet râbıtası) kurabilirve devlete rücû bile talep edebilir..bu da öğrencisinden hocasına bir öner!..dava açarsa bunu da gerekçe gösterebilir.."çalış, senin de olur" ahlâkî anlayışı yerine"çal, senin de olur" ahlaksızlık anlayışınınne ölçüde yaygınlaştığını gösteren çarpıcı bir olay..bazen bir olay bir dönemi anlatır ya, bu da öyle..E-Posta: ramazantoprak19@gmail.com

Devamını Okumak İçin Tıklayınız